9 Ekim 2011 Pazar

Orhan Pamuk

Orhan Pamuk 1952'de İstanbul'da doğdu. “Cevdet Bey ve Oğulları” ve “Kara Kitap” adlı romanlarında anlattığına benzer kalabalık bir ailede Nişantaşı'nda büyüdü.
Otobiyografik kitabı “İstanbul”da anlattığı gibi Pamuk, çocukluğundan yirmi iki yaşına kadar yoğun bir şekilde resim yaparak ve ileride ressam olacağını düşleyerek yaşadı. Liseyi İstanbul'daki Robert College'de okudu.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip bıraktı. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okudu, ama bu işi de hiç yapmadı. Pamuk, yirmi üç yaşından sonra romancı olmaya karar vererek başka her şeyi bıraktı ve kendini evine kapatıp yazmaya başladı.
İlk romanı “Cevdet Bey ve Oğulları” yedi yıl sonra 1982'de yayımlandı. Nişantaşı'nda yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi olan bu roman, Orhan Kemal ve Milliyet Roman Ödüllerini aldı. Pamuk ertesi yıl “Sessiz Ev” adlı romanını yayımladı ve bu kitabın Fransızca çevirisiyle 1991 Prix de la Découverte Européene'i kazandı.
Venedikli bir köle ile bir Osmanlı âlimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı “Beyaz Kale” (1985), 1990'dan sonra da başta İngilizce olmak üzeri pek çok dilde yayımlanarak Pamuk'a uluslararası ilk ününü sağladı. 1985-88 arasında New York'ta Columbia Üniversitesi'nde bulundu. Büyük bir çoğunluğunu burada yazdığı ve İstanbul'un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan bir avukat aracılığıyla anlatan “Kara Kitap” adlı romanı 1990'da Türkiye'de yayımladı. Fransızca çevirisiyle Prix France Culture’ı kazanan bu roman hem popüler hem de deneysel olabilen, geçmişten ve bugünden aynı heyecanla söz edebilen bir yazar olarak Pamuk'un ününü hem Türkiye'de, hem de yurt dışında genişletti.
1991'de Kara Kitap'taki bir sayfalık bir hikâyeden senaryolaştırdığı Gizli Yüz filme çekildi. 1994'te Türkiye'de yayımlanan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri hikâye ettiği “Yeni Hayat” adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan kitaplarından biridir. Pamuk'un Osmanlı ve İran nakkaşlarını ve Batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ettiği “Benim Adım Kırmızı” adlı romanı 1998'de yayımladı. Bu kitapla Fransa'da Prix Du Meilleur Livre Etranger, İtalya'da Grinzane Cavour (2002) ve International Impac-Dublin ödülünü (2003) kazandı.
Orhan Pamuk, 1990'ların ortasından itibaren insan hakları, düşünce özgürlüğü konularında yazdığı makalelerle Türk devletine karşı eleştirel bir tutum aldı, ama siyaset ile fazla ilgilenmedi. "İlk ve son siyasi romanım" dediği “Kar” adlı kitabını 2002'de yayımladı. Doğu Anadolu’daki Kars şehrinde, siyasal İslamcılar, askerler, laikler, Kürt ve Türk milliyetçileri arasındaki şiddeti ve gerilimi hikâye eden bu kitap ile yeni tarz bir "siyasal roman" yazmayı denedi. Uluslararası ve Türk gazete ve dergilerine yazdığı edebi ve kültürel makalelerle, kendi özel not defterlerinden yaptığı geniş bir seçmeyi 1999 yılında “Öteki Renkler” adıyla yayımladı.
Yazarın hem yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarından, hem de İstanbul şehri üzerine bir deneme olan “İstanbul” 2003 yılında, hastalıklı aşkı anlattığı “Masumiyet Müzesi” 2008 yılında, çeşitli yazı ve denemelerinden derlediği “Manzaradan Parçalar” ise 2010 yılında yayınlandı. Orhan Pamuk'un yazarlık serüveni ve bir romancı olmanın esaslarını anlattığı “Saf ve Düşünceli Romancı” adlı kitabı ise Eylül ayında piyasaya çıktı.
İsveç Akademisinin  2006 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan' Orhan Pamuk'a verilmiştir.” şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülü'nün Orhan Pamuk'a verildiği 12 Ekim 2006 tarihinde resmen açıklandı.  Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı XVI. Carl Gustaf'ın elinden aldıktan sonra “Babamın Bavulu” başlığı altında hazırladığı konuşmasını yaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder