27 Ocak 2019 Pazar

Tom Robbins



Thomas Eugene Robbins Kuzey Carolina'nın Blowing Rock adlı kasabasında George Thomas Robbins isimli bir idareci ve Кatherine D'Avalon isimli bir hemşirenin çocuğu olarak 22 Temmuz 1932 yılında doğdu.
Robbins 1954 yılında Virginia'nın Lexington kasabasında bulunan Lee Üniversitesi'nde gazetecilik öğrenimi gördü ancak disiplin sorunları nedeniyle üniversite öğrenci birliğindeki görevinden alınınca okulu terk etti. Okuldan ayrılmasını izleyen yıl zamanını otostop yaρarak geςirdi ve nihayetinde New York'a yerleşerek şiir yazmaya başladı.
1957 yılında askerlik emrini almasını takiben Amerikan Hava Kuvvetleri'ne katıldı. Askerliği boyunca iki yılını Kore'de meteorolojist olarak geςirdi. Terhis olduktan sonra Virginia'nın Richmond kasabasında sivil hayatına geri döndü.
Robbins, 1960 yılında daha sonra adı Virginia Commonwealth Üniversitesi olarak değişen Richmond Enstitüsü'nde sanat bölümüne girdi ve üniversite gazetesinde editörlük yaρtı.
Mezun olmasını takiben, yüksek lisans öğɾenimi göɾmek amacıyla Seattle'da bulunan Washington Üniveɾsitesi'nin Uzak Doğu Çalışmalaɾı bölümüne giɾdi. Seattle eyaletinde geςiɾdiği süɾe zaɾfında, The Seattle Times ve Seattle Post-İntelligenceɾ gazeteleɾinde çalıştı.
Robbins, 1971 yılında ilk ɾomanı olan Another Roadside Attraction (Dur Bir Mola Ver) ile çoğu eleştirmenin övgüsünü kazanmıştır. Even Cowgirls Get the Blues (1976) adlı romanında ise Robbins, Sissy Hankshaw adında, ellerinin başparmakları yirmi üç santim olan, otostop tutkunu, çekici bir kadın kahramanı anlatır. Jitterburg Perfume ( 1984/Parfümün Dansı ) adlı romanında çeşitli karakterler mükemmel parfümün ve ölümsüzlüğün sırrının arayışı içinde, zamanın ve mekânın ötesine geçer.
Half Asleep in Frog Pajamas (1994; Sirius'tan Gelen Kurbağa) ve Fierce Invalids Home From Hot Climates ( Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar,2000 ),  Villa Incognito ( Villa Meçhul, 2003), Wild Ducks Flying Backwaɾds (Geɾiye Uçan Yaban Öɾdekleɾi, 2005), B is foɾ Beeɾ ( B, Biɾa, 2009) yazarın diğer kitaplarıdır.
Robbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir" görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; "her şeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yaρar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biςimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins'in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.
Robbins, 35 yıllık edebi kaɾiyeɾi boyunca sekiz adet ɾoman, biɾ yığın şiiɾ ve kısa hikâye yayınladı.
1997 yılında, Bumbeɾshoot Seattle Sanat Festivali kaρsamında veɾilen Altın Şemsiye ödülünü kazandı.
Her koşulda mutluluk ilkesinin savunucusu olarak tanınan Tom Robbins, 1987’den beri, beşinci karısı Alexa D’Avalon ve köpekleri Blini Tomato Titanium ile birlikte La Conner’de yaşıyor. Daha önceki evliliklerinden Rip, Kirk ve Fleetwood isimlerinde üç çocuğu vardır.

9 Ocak 2019 Çarşamba

11. yıla girerken...




Bir yıl daha geride kaldı. 2018 acısı ile tatlısı ile geldi, geçti. Dünyada ve ülkemizde ekonomik sorunlar bitmek bilmedi, tıpkı barışa özlemimizin bitmediği gibi.... Biz 8’lerin de sıkıntıları, üzüntüleri oldu, ancak şükür etmekten hiç geri kalmadık. Sevinçlerimizi hep önde tuttuk. Sanata, kitaplara, sevgiye, seyahatlere, dostluğa, müjdelere sarıldık. Nurizer’in ve Yüksel’in torunları oldu, müjdeler getirdi (Can ve Eren). Zeliha’nın torunu Irmak ilk öğretime, Demet’in kızı Buket İspanya’da mastere başladı.
Kitap kulübümüz kurulalı çok oldu. Yıllar neredeyse rüzgar gibi geçti. Şubat 2019 da 11. yılımıza gireceğiz. Yaz  hariç her ay birimizin evinde hiç aksatmadan toplanmakla, hararetli bir şekilde okuduğumuz kitapları tartışmakla, birbirimizle fikir alışverişi yapmakla, kitaplardan yeni bilgiler, yeni yerler, yeni kültürler ve tabiî ki yeni yazarlar öğrenmekle, ufkumuzu genişletmekle; hepimizin ortak zevki olan güzel sofralar kurmak, güzel yiyecekler sunmakla kendimizle gurur duyduk, duyuyoruz. Belki bunlardan çok daha önemli iki konu var: bu toplantılarımız sayesinde açıklamak istemediğimiz güzel bir iyilik yapıyoruz. Bu bizde saklı kalsın. Açığa vurmaktan gurur duyduğumuz ise her geçen yıl artan sevgi ve dostluğumuzun ne kadar kıymetli olduğu. Bir de internetde hem kitaplar/yorumlar hem de yaptığımız yemekler/pastalar için iki bloğumuz var. Orada her ne kadar istediğimiz sıklıkta yorumlarımızı yazamıyorsak da okuduğumuz tüm kitaplar ve yazar bilgileri var. Sağolsun moderatörümüz Nurizer’e..

Tüm dileğimiz 2019 ve ötesinde bizi birleştiren kitaplarımız hiç eksik olmasın, dostluğumuz daha da artsın, sevinçlerimiz çoğalsın.Tüm insanlık barış ve huzur içinde yaşasın. Sanat hayatları sarmalasın ki insan ruhu kötülüklere gem vursun, iyilik ve güzellik şampiyon olsun…LEYLA

Amsterdam'da Düello



                                               Yazar: Ian McEwan
                                               Özgün Adı: Amsterdam
                                               Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
                                               Çeviren: Ülkem Çorapçı
                                               Çeviriye temel alınan baskı: Londra, 2009 
                                               Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Eylül 2018

İki eski dost, sarsıcı bir kayıp, tuhaf bir anlaşma: Güç, keder, aşk, kuşku ve politikanın keskin uçlarını dolanan, sonunda kaçınılmaz bir şekilde “düello”ya dönüşen hayatlar... Ülkenin en başarılı bestecilerinden Clive ve saygın bir gazetenin genel yayın yönetmenliğini yürüten Yernon, eski âşıkları Molly Lane’in cenaze töreninde bir araya gelir. Molly’nin muhafazakâr eğilimli Dışişleri Bakanı’yla kurduğu ilişkinin sırrı, politik hamlelerin ve kariyer kaygılarının arasında, Clive ve Yernon’un dostluğunu sınayan bir krize dönüşecektir.
lan McEwan, Man Booker Ödüllü “Amsterdam’da Düello”da, hem ilkeleri, erdemleri ve meslek ahlâkını sorguluyor hem de insanın varoluşuna dair çelişkileri incelikle ortaya koyuyor. Dile gelmeyeni söze dökmeden sezdiren usta bir yazardan, insan ruhunun yumuşak karnında dolaşan unutulmayacak bir roman. (Arka Kapak)
Yorumlarımız:

Molly ve dört sevgilisi...Bir besteci, bir gazete yöneticisi, bir dışişleri bakanı ve bir yatırımcı.. Üstelik hepsi birbirini tanıyor ve gazeteci ile besteci okul yıllarından beri arkadaş... Nedense ilişkileri bittikten sonra hiçbiri Molly ile bağlantısını koparmamış.
Ve, roman Molly’nin cenaze töreni ile başlıyor... Devamında çekişmeler yaşanıyor, dostluklar sınanıyor, etik değerler sorgulanıyor... Kısa bir roman olmasına rağmen okurken zorlandım, olayların içine giremedim. Ama karakterler çok güzel analiz edilmiş. Tüm karakterlerin bağlantı noktası olan Molly’i bile hayal edebiliyorsunuz.

Neden yazarın bu kitap ile “Man Booker Ödülü”nü  aldığını anlayamadım. Yine de yazarı tanımak için bir romanını okumak istiyorsanız daha önce okuduğumuz “Cumartesi”yi tavsiye ederim. NURİZER