- İki Şehrin Hikayesi – Charles Dickens
- Bülbülü Öldürmek – Harper Lee
- Kardan Adam – Joe Nesbo
- Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği – Milan Kundera
- Sıfır Sayı – Umberto Eco
- Hınzır Kız – Mario Vargas
- Don Quite – Cervantes
7. yılımızda okuduğumuz kitapların
dökümünü yapıp arkadaşlarıma “ Hangisini en çok sevdiniz?” diye sordum. İşte
aldığım cevaplar:
Bence bu
yıl çok iyi , doyurucu, genellikle okurken zevk aldığımız kitap seçimleri
yaptık. Bir fazla bir eksik....
Kitaplarla
ufkumuz genişledi. Bilgilendik, öğrendik, eğlendik, düşlere daldık,
hayran kaldık, hüsrana uğradık, bazen sert bazen tatlı tatlı tartıştık, ama
okuma isteğimiz hep kamçılandı. Keşke dedik daha çok okusak, okuduğumuz yerleri
gezsek, görsek ve empati yapsak. Sanırım bu yıl daha fazla geçmiş yüzyıllarda
geçen romanları okuduk. Geçmişe özlem duymadık, çünkü çoğu romanın 'zamansız'
olduğunu gördük. İnsanoğlu hep aynı. Güçlüler daha güçlü olmak için güçsüzleri
ezme peşinde. Yada güçsüzler bir şekilde iktidar olduğunda onlar güçlerini
kötüye kullanma peşinde. Yaşam düşle gerçek arasında bir yerde. Şüphelerimiz ,
düşüncelerimiz ve düşlerimiz var. Kontrol edemediğimiz hayatın gerçekleri var.
Kısacası hayat çıtır bir yumak gibi. Biz sekiz kadın bu yumağı kendimizce çözüp
daha renkli bir dünyada gidebildiğimiz kadar gitmek istiyoruz..Çıtır yumak
açılıp küçülürken, sevgimiz ve dostluğumuz büyüyor, büyüyecek. LEYLA
Ne okursak okuyalim, kitap kulubunde okumuş olmanin hakkini veriyor, çok çeşitli ve karşIt fikirler üretiyoruz her kitap hakkInda....
FarkIndaysaniz, kendi başiniza okuduğumuz bir kitabin ardindan "kalanlar" kitapla ilgili olur sadece....biz de ise en az o kadar da "tartişmalar , 8 farklı aynadan yansimalar" kaliyor zihnimizin süzgeçlerinde....ne keyifff...
2016 nin ardindan Cervantes, Ihsan Oktay Anlar ve Vargas dolduruyor benim süzgecimi.
Niye derseniz; kahramanlarinin ve yazarlarinin yaratmayi başardiği onlara özgü "ayrıksı", bazen "aykırı", bazen "evrensel", bazense " fütursuzca özgün" olma durumu sanırım......Giriyor içimize, kapliyor zihnimizi yüreğimizi...bir parçası oluyorlar, hep bizle kalabilmeyi başariyorlar...
Daha nicelerini paylaşmak üzere...UFUK
Benim icin
1- Varolmanin Dayanilmaz Hafifligi 2- Cervantes en hosuma giden ve bende iz
birakan kitaplar oldu. Bir de polisiye okumak istyenlere Kardan Adam, Jo
Nesbo'yu tavsiye edebilirim ama tabii ki ilk iki kitap katagorisinde degil. :))DEMET
Ben de en
çok Don Kişot u beğendim. Hem okumak büyük bir keyif verdi. Hem de
tartışmak.......BEYZA
Don Kişot
bir numara , tartışması bile güzeldi. Bülbül Öldürmek farklı anlamda
etkilendiğim kitap oldu. ZELİHA
Seçtigimiz
kitaplar seçerken verdigimiz emekle hep okumaya değer oluyor.
Kitap
grubumuzda konuşurken yani yorumlarken tartışırken ne kadar çok görüş ortaya
çıkıyorsa benim zihnimde roman o kadar derinleşiyor çoğalıyor ve ufkum
genişliyor.
Bu nedenle
Don Kişot’u ilk sıraya koyuyorum. Daha sonra Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
ve de Puslu Kıtalar Atlası diyorum. YÜKSEL
Bu senenin
kitaplarından ben de en çok Don Quite 'dan etkilendim ve bir numaram.
Ama
diğerlerine de haksızlık yapmak istemiyorum. Varolmanin dayanılmaz hafifliği
,Bülbülü öldürmek ve Puslu kıtalar atlası zevk alarak okuduklarım
arasında.Kardan adam polisiye roman türünün en iyi örneklerindendi benim için.
Bu sene
yabancı yazarlara ve klasik romanlara ağırlık vermişiz. IŞIL
Sanırım
biz kitap seçiminde zorlanmayı, okumadan toplantıya gitmemeyi, kendi
fikirlerimizi söyledikten sonra diğerlerinin yorumlarını dinleyip farklı
açılardan kitabı yeniden düşünmeyi, birlikte tartışmayı, aynı görüşte olmasak
da birbirimizin fikirlerine saygı göstermeyi, yalnız edebiyat değil resim,
müzik, sinema gibi sanatın diğer konularında da birbirimizi bilgilendirmeyi,
gezilerimizi, anılarımızı, üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi paylaşmayı,
kısacası birlikte olmayı seviyoruz. Ama bu birlikteliğin temelini kitap okuma
sevdamız oluşturuyor. Her toplantının
sonunda kitabı sevmemiş olsak bile “ama iyi ki okuduk” deyip, bize açtığı
farklı pencereleri görebiliyoruz.
Bu sene okuduğumuz her kitap beni mutlu etti.
Ama Don Kişot ve Bülbülü Öldürmek sanki beni daha çok etkiledi. NURİZER