1954 yılında Kudüs’te, Filistin doğumlu bir annenin ve
Polonya göçmeni bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Kütüphanecilik yapan
babasının teşvikiyle küçük yaşlarda edebiyata ilgi duydu. Henüz 9 yaşındayken
Şolem Aleyhem’in eserleri hakkında düzenlenen bir bilgi yarışmasını kazanan
David Grossman, çocukluk yıllarından itibaren İsrail’in ulusal radyo istasyonu
Kol Yisrael’de oyunculuk yapmıştır. Felsefe öğrenimi gören Grossman’ın
radyoculuk hayatı, siyasi nedenlerle sonlandırılmıştır. Yirmili yaşlarının başlarında,
tam zamanlı radyoda çalıştığı dönemde iki romanı ve bir öykü kitabı
yayımlanmıştır. İlk romanı Chiyuch Ha-Gdi (Kuzunun
Gülümseyişi) Batı Şeria’da geçen bir hikâye anlatır. Kitapları otuzu aşkın
dilde dünya okuruyla buluşan, ulusal olduğu gibi uluslararası platformlarda da
pek çok ödül kazanan ve Fransa’da Chevalier de l’Ordre des Arts et des Lettres
nişanı, Almanya’da Buxtehuder Bulle, Nelly Sachs Ödülü ve Alman Barış Ödülü
gibi ödüllerle onurlandırılan David Grossman, Bir At Bara Girmiş ile
2017 yılında Man Booker Uluslararası Ödülü’ne layık görülmüştür. Kitapları 30
dan fazla dile çevrilmiştir. Muhalif ve barışçı duruşuyla öne çıkan Grossman,
bugün İsrail ve dünya edebiyatının en önemli ve saygın figürleri arasında yer
almaktadır. 2006’da savaşta bir oğlunu kaybetmiştir. Amerikalı ünlü romancı
Paul Auster ile babaanneleri kardeştir.
25 Şubat 2019 Pazartesi
14 Şubat 2019 Perşembe
Parfümün Dansı
Yazar: Tom Robbins
Özgün Adı: Jitterburg Perfume
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Çeviren: Belkıs Çorakçı Dişbudak
Çeviriye temel alınan baskı: ABD, 1985
Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Ekim 2018
“Oyunculluk
uçarılık değil, bilgeliktir” diyerek çılgınlık derecesinde “oyuncul” romanlar
yazan Tom Robbins, bu romanda insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin
anlatıldığı düşsel/tarihsel bir yolculuğa çağırıyor bizi.
Batı’dan
Doğu’ya, oradan da Yeni Dünya’ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar
süren bir yolculuktur bu. Batı, acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe ve
üretime tapınanların diyarıdır. Doğu, aşka, boş zamana, münzeviliğe,
bilinmezliğe hayatında yer veren insanların yaşadığı su ve parfüm diyarıdır.
Yeni Dünya’da ise sadece “başarı” ve hırs vardır.
Yolculuğun
en ilginç kişisi ise keçi ayaklı, zevk ve bereket tanrısı Pan’dır. Pan,
insanların duyguları ile düşünceleri arasına duvar çekmeleri; yaşamak yerine,
cennete kabul edilmek ve doğayı tahakküm altına almak için çalışmaları; dans,
müzik ve aşkla ilgilenmek yerine, doğru ve yanlışla uğraşan Aristo, İsa ve
Descartes’a inanmaları ile gücünü yitiren bir tanrıdır.
Yorumlarımız:
Parfümün Dansı bence on yıldır okuduğumuz romanlar içinde en
fantastik, en fütüristik, en fantezi dolu, en fabl bir kitaptı. Fantastik’ti
çünkü gerçekdışı bir dolu ögeyi barındırıyordu. Bazı roman kahramanları,
olayların geçtiği mekanlar, olayların bizati kendisi hayal ürünüydü.
Tanrı Pan gibi.Ve buna rağmen yazar düşlerle gerçekleri çok iyi bağlamayı,
kurgulamayı bilmişti. Yaşama dair çoğu şey fantastik bir yaklaşımla
anlatılmıştı. Fütüristik’ti çünkü romanda paralel yaşamlar da vardı,
gelecek üzerine çeşitlemeler de. Günceli yaşayan da vardı , bin yıl sonrasını
da . Hatta bin yıl yaşayıp da ölümsüzlükten tekrar fani olarak dünyaya
dönmek için çabalayan da. Baş kahramanlardan Alobar gibi. Fantezi dolu
idi: bu bazen yazarın sözcüklerinde, bazen karakterlerin giysilerinde
bazen de mekanlarda görülüyordu. Örneğin yazar parfümü tarif ederken ona
‘kutsal pezevenk’ , fermuara ise ‘gündüzleri unutup geceleri iletişim
kurduğumuz o hayalet yılan’ diyebiliyordu. Aslında roman baştan sona sözcük
fantezileri ile doluydu. En fabl di, çünkü masalımsıydı, hülyalıydı.
Hayal gücünüzü hep çalıştırdı ama yormadı.
Bu roman aslında farklı üç mekandaki farklı insan
kümelerinin ki bazıları akraba, bazıları arkadaştılar , hayat hikayeleri ile
başlar. İlerleyen bölümlerde bu kişilerin hayatlarının nasıl kesiştiğini
görürüz. Roman akan okyanuslar gibidir. Kimi zaman dünyanın doğu kıyısında kimi
zaman batı kıyısındadır. Romanda zaman bin yıllık süreçlerde bir ileri bir geri
giden sarkaç gibidir. Bence en önemli bağlayıcı öğe parfümdür ve
parfümlerin şahı da pancar özüdür! Bu kadar çok bilinmeyenle yarattığı dünyayı
kurgulamakta yazar bence son derece başarılıdır. İnsanı sıkmadan, yormadan
yaşama dair duygu ve düşüncelerini sözcüklere hayat vererek ortaya koyar:
‘kendi kaderini kendi tayin etmenin fiyatı hiçbir zaman ucuz değildir’ cümlesi
onlardan sadece bir tanesidir. Sonuç olarak bu kitaba ‘Parfümün Dansı’ değil
‘Sözcüklerin Dansı’ demeyi yeğlerim. Çok okunulası, zevk alınası bir kitap.
Tabi ki katı gerçeklikten uzaklaşıp fantastik bir dünyada dans etmeyi
seviyorsanız…. LEYLA
Şahsen
severek, düşünerek, irdeleyerek, yargılayarak okudum Parfümün Dansı'nı. Daha
da önemlisi çok zevk alarak.
Kurgulaması
ve Türkçe’ye çevirisi çok güzeldi. Zaman oldu romanın içinde yaşadım, zaman oldu
karşısında düşündüm, sorguladım. İki karakterin uzatmayı başardığı asırlık
ömürlerinde doğudan batıya, adeta uçan halıda onlarla yolculuk yaptım.
Romanda yaşamı
uzatmak için belirlenen dört kuralın açıklaması ilginçti;1-Hava,
2-Su, 3-Toprak, 4-Ateş. Ayrıca dikkatimi çeken birkaç cümleyi
paylaşmak isterim. '' Tanrı mı insanı, insan mı tanrıyı yarattı?'' “İnsan bu galaksi de ne kadar yaratıcı
olabiliyor? Doğumumuzu, ölümümüzü seçebiliyormuyuz? Ölümü gerçekleştirebilsek
bile, var olmayı???” Diğer bir
cümle; ''Zaman dışında olma duygusu, zamansız olma duygusu, hem meditasyon, hem
ilahi şarkılar söylemenin, hem hipnotizmanın, hem de uyuşturucu
kullanmanın bel kemiğini oluşturmaktadır''. Yorumlaması sizden.
Karakterleri,
tanrıları, dolaşılan ülkelerde töreleri ve yaşadıklarını yorumlamayı
sizlere bırakıyorum. Felsefi, fantastik ve masalsı bir roman. Zevkle
okuyacağınızı umuyorum. ZELİHA
Tom Robbins tarafından 1985’te yazılan bu kitap okuduğum en
ilginç, ilginç olduğu kadar sürükleyici ve düşündürücü, hatta öğretici olarak tanımlayabileceğim
kitaplar arasında yerini aldı ve bunu layığıyla hak ettiğini düşünmekteyim.
Kitabın son derece değişik olmasının bir nedeni de tarz olarak konumlandırılmasının
güçlüğü- kitap hem mitolojik, hem fantastik, hem felsefi hem de futurist öğeler
içermekte ve tüm bunları son derece başarılı bir şekilde harmanlamış; kanımca
kurgu mükemmel. Kitapta içinde çizdiğim bana çarpıcı gelen ve üzerinde
düşündürten bir çok bölüm olmasına rağmen burada sıralamaktan vazgeçtim çünkü
bunların okuyucu tarafından keşfinin daha anlamlı olacağı kanısındayım. Özetle
kitabı, okumaktan zevk alan herkese şiddetle tavsiye ediyorum. DEMET
Günümüzün gerçek parfümcüleri ile hayatlarını ölümsüzlüğü
bulmaya adamış bin yaşında iki masalsı kahramanın yollarının kesişmesi ve bunun
nedeninin mükemmel parfüm olması....
Son zamanlarda okuduğum inanılmaz güzel, sürükleyici,
kurgusu, anlatımı, karakterleri ile okuyucuyu içine alan bir roman.
Büyülü bir masal dünyasında gezinirken bile karşınıza çıkan felsefik
cümlelere şaşırıp romanı daha bir keyifle okuyorsunuz. Hararetle okumanızı
tavsiye ederim. NURİZER
Tom
Robbins’in “parfümün dansı “ romanı son zamanlarda keyifle okuduğum sıradışı
anlatımı olan ve beni çok etkileyen bir kitap. Hem fantastik hem
felsefi, olağandışı olaylar ile gerçeklerin başarı ile harmanlandığı adeta hayalgücünün
sınırlarını zorlayan , eğlenceli bir roman. Alobar ve Kudra’ nın ölümsüzlüğü
aradığı eserde geçmiş ile günümüz arasında geçişlerin örgüsü, mükemmel parfüm yapımı için gerçekleştirilen
araştırmalar, bu yolculukta roman karakterlerinin birbirleri ile buluşmaları
çok etkileyici ve fantastik bir dille anlatılmış. Bu manada kurgusu çok başarılı. Elinizden bırakmayı istemeyeceğiniz zevkle okuyacağınız bir kitap. Herkese
tavsiye ederim. BEYZA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)