25 Haziran 2019 Salı

Moskova'da Bir Beyefendi




                                               Yazar: Amor Towles
                                               Orijinal Adı: A Gentleman in Moscow
                                               Orijinal Dili: İngilizce
                                                İlk Baskı: 2016
                                               Yayınevi: Hep Kitap
                                               Çeviren: Mehmet Gürsel                                              
                                               Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, 2018 – 1. Baskı

1922 yılında Kont Aleksandr İlyiç Rostov Bolşevik mahkemesi tarafından yargılanarak suçlu bulunur ve Moskova’daki lüks bir otelde ömür boyu göz hapsinde tutulmasına karar verilir. Hayatı boyunca hiç çalışmamış, sadece edebiyat ve sanatla ilgilenmiş bir aristokrat olan Rostov şimdi bir otel odasında yaşamak ve Sovyetler Birliği’nin en çalkantılı yıllarını pencereden izlemek zorundadır. Ancak hiç ummadığı bir şekilde bu daracık oda ona çok daha zengin bir dünyanın ve çok daha doyurucu ilişkilerin kapısını açacaktır. 
New York Times’ın çok satanlar listesinden uzun süre inmeyen Moskova’da bir Beyefendi mizahi dili, sağlam karakterleriyle yazın dünyasına yepyeni bir soluk getirecek.

Yorumlarımız:

Moskova’da Bir Beyefendi, Amor Towles tarafından yazılmış ve New York Best Seller olmuş bir kitap ve bence bu sene okuduğumuz kitaplar arasında en etkileyici bulduklarımdan biri. Kitap her ne kadar 550 sayfa olsa da hem konusu hem de yazılış üslubundan dolayı okunması kolay bir kitap. Kitabın konu özetini burada vermek doğru olmayacağı gibi içinde incelikle ele alınmış nüansları kaçırmamak adına şu kadarını söylemekle yetiniyorum; Roman bir Rus asilzadesinin 1922'de Metropol adlı Moskovanın en görkemli oteline göz hapsine mahkum edilişinden bu otelde 1954 yılına kadar geçirilen süreci ve bu süreçte Rusya da yaşanan politik değişimin yansımalarını, her sınıf insanın üstündeki etkilerini, yabancı misyonerlerin bakış açıları ve faaliyetlerini, ideolojik olarak birbirine zıt iki sistemin- batı kapitalizmin ve komünizmin son derece tarafsız tartışılması diyebilirim. Öte yandan yazarın sadece karakterleri üzerinden görüşlerinin ortaya koyuşu ve herhangi bir yargıdan özellikle kaçınması gibi unsurlar, diğer yandan hayatın devam eden akışı içinde kurulan dostluklar, aşklar, ilişkiler kitaba hem akıcılık hem de olaylara tarafsız bir bakış açısı getirmekte. Kitap bu özellikleriyle hem bir roman, hem de döneme ışık tutan bir niteliğe sahip, bizleri hem felsefi, hem tarihsel, hem de psikolojik açıdan düşünmeye teşvik ediyor. Kitabın okunmasının herkese hem keyif vereceği, hem de bilgi dağarcığına katma değer sağlayacağı inancındayım. DEMET  

1 yorum: