3 Temmuz 1940 tarihinde İstanbul’da doğdu. Notre Dame
de Sion Fransız Kız Lisesi’ni bitirdi. 1958 yılında, lise son sınıftayken “Allah
Çocukları Unuttu” romanını yayımladı. Bu roman yüzünden nerdeyse okuldan
atılıyordu. Lise yıllarında yazdığı ilk romanlarından sonra bir süre yazmaya
ara verdi, uzun zaman siyasetle uğraştı, olgunluk çağında yeniden edebiyata
döndü. 1964’te “Savaş Çağı Umut Çağı” romanı basıldı. 1960’ta girdiği İstanbul
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü 1964 yılında bitirdi. Aynı yıl sosyoloji
bölümüne asistan olarak girdi ve Türkiye’de “İsçi Sınıfının Doğuşu” konulu
doktora tezine başladı. Doktora tezinin Üniversite Profesörler Kurulu
tarafından iki kez reddedilmesi üzerine, öğrenciler bu olayı protesto etmek
için üniversiteyi işgal ettiler. Bu olay ilk üniversite işgali eylemi oldu.
Baydar, daha sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde
asistanlık yaptı. Toplumsal hareketliliğin yükseldiği, Türkiye’nin sosyalist
düşünce ve örgütlenmeyle tanıştığı 1960’larda, edebiyatı tümüyle bırakıp
toplumsal-siyasal yapı araştırmalarına yöneldi ve sosyalist hareket içinde
aktif olarak yer aldı. 12 Mart 1971 askeri darbesi sırasında Türkiye
Öğretmenler Sendikası (TÖS) ile Türkiye İsçi Partisi (TİP) üyesi olduğu için
tutuklandı ve üniversiteden çıkarıldı.
Oya Baydar,
1972-74 yılları arasında Yeni Ortam, 1976-89 arasında Politika
gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Eşi Aydın Engin ve Yusuf Ziya Bahadınlı ile
birlikte İlke dergisini kurdu. Bu dergide yazdığı yazılarla sosyalist yazar,
araştırmacı ve eylem kadını olarak tanındı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi
sırasında Türkiye’den çıkmak zorunda kaldı ve on iki yıl boyunca Almanya /
Frankfurt’ta sürgünde yasadı. Bu yıllarda Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde,
Sovyetler Birliği’nde, Moskova’da bulundu. Berlin Duvarı’nın ve sosyalist
sistemin çöküşünü içinde yasayarak izledi. Daha sonra “Hepimiz o duvarın altında
kaldık” diyecek ve öykü yazı Sait Faik’in “Yazmasam çıldıracaktım” deyişini sık
sık yineleyecekti. 1992’de Türkiye’ye döndü. Tarih Vakfı ile Kültür
Bakanlığı’nın ortak yayınları olan “İstanbul Ansiklopedisi”nde redaktör,
“Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi”nde genel yayın yönetmeni olarak çalıştı.
Ardı ardına yayınladığı öykü ve romanları ile çok sayıda ödül kazandı ve
sevilen bir yazar oldu.
Baydar’ın edebiyata dönüşü, 1990’ların başında, bu
çöküşün psikolojik ağırlığıyla baş edebilmek için yazmaya başladığı öykülerle
oldu. Sürgün ve çöküş dönemi öykülerini topladığı “Elveda Alyoşa” kitabıyla
1991’de Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. 1993 yılında “Kedi Mektupları”
romanıyla Yunus Nadi Roman Ödülü’nü aldı. 1998’de “Hiçbiryer’e Dönüş”, 2000’de “Sıcak
Külleri Kaldı” romanları yayımlandı. Bu son romanla Orhan Kemal Roman
Armağanı’nı, 2004’te basılan “Erguvan Kapısı” ile de Cevdet Kudret Edebiyat
Ödülü’nü aldı.2007 yılı sonunda çıkan “Kayıp Söz” romanı, 2008’de Almanya’da
Ullstein yayınevi tarafından yayımlandı. Son romanı “Çöplüğün Generali” (2009)
TUYAP kitap fuarında “Dünya” gazetesi ödülleri çerçevesinde Yılın Telif Kitabı
olarak seçildi. Tarih Vakfı Yayınlar’nın editörlüğünü yapan Baydar, zaman zaman
İstanbul’da ve Marmara Adası’nda yaşamını ve çalışmalarını sürdürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder