Yazar:
Manuel Vilas
Orijinal Adı: Ordesa
Yayınevi: Bilgi
Yayınevi
Çeviren: İdil Dündar
Kapak Tasarımı: Yusuf
Efe Temiztürk
Basım Yeri / Tarihi:
İstanbul, Şubat 2024- 1.Baskı
“Babam
bana beni sevdiğini hiç söylemedi, annem de. Ve ben bunda bir güzellik
görüyorum. Annemle babamın beni sevdiğini icat etmek zorunda kaldığım sürece de
gördüm.”
Hayatının ortasında bir yol ayrımında olan bir adam, köklerini, sonunda vardığı
yeri ve ailesinin yok oluşunu düşünür. Muazzam bir kargaşa içinde oturup
yazmaya başlar. Hayaletlerle dolu anılarının arasından çocuklarıyla olan
ilişkisine yön vermeye çalışır.
Aragon Edebiyat Ödülü sahibi İspanyol yazar Manuel Vilas, Prix Femina Ödülü’nü
alan kitabı Ordesa’da dürüst bir anlatımla büyük bir kaybın kimliğini
araştırıyor.
Yorumlarımız:
Kitap kulübünde seçtiğimiz roman olmasa
bitirebilirmiydim, bilmiyorum.
Ölüm ve yoksulluk teması o kadar gerçekci anlatılmış
ki, boğulur gibi oldum. Ispanyol yazar Manuel
Vilas'ın edebiyat dünyasındaki başarısı
bu olsa gerek. Duygularına gem vurmadan,
gerçeklerini anlatmaktan çekinmeden, canlı canlı, hissettirerek.
Ordesa yazarın kendi hayatından kurgulanmış olsa
gerek. Bir çeşit otobiografik kurgu. Romanda kronolojik bir geçmiş yok. Yazar
aklına gelen olaylarla, duygu yoğunluğunu sayfalara dökmüş. Ama bir kopukluk hissi de uyandırmıyor.
Annesine, babasına karşı farklı zamanlarda hissettiği farklı duyguları rahat
okunur bir şekilde aktarıyor. Eşiyle ilgili hikayesi yok denecek kadar az.
Çocukları zaman zaman olayların içinde. İsimleri klasik müzik dehalarından
esinlenilmiş.
Ordesa birçok
dile çevrilmiş ve çok satmış. Nostalji, hüzün, sorgulama, yoksulluk
yanında sevgiyi de hissettirmiş bir roman. Ayrıca etkileyici cümleler de var.
Örneğin sf. 160 " Işık ve güneş aile, ısı onların çocuğu". Düşünce
derinliği olan bir cümle. Etkilendiğimi söyleyebilirim. Rahat okumamızı
sağlayan çevirmen İdil Dündar'ı da taktir etmemiz gerek.
Yazarın hayatı İspanyada Franko dönemi faşizmi ve
demokrasiye geçiş 1. Carlos monarşi dönemine denk geliyor. Böylece İspanya yakın tarihi ve siyasetteki
yozlaşmalar da zaman zaman romanda yer almış.
Bugün edebiyat dünyasında yazarlara bir referans kitabı olduğu söylenen bu eseri yine de okumuş
olmaktan memnunum. Iyi okumalar. ZELİHA
Sevgili Okur,
Mayıs ayında ünlü İspanyol yazar Manuel Vilas’ın
Ordesa adlı kitabını okuduk ve haziran başında sezon kapanışını yapıp yaz
kitaplarımızı seçeceğiz. 2023-2024 sezonu kitap kulübümüz toplantılarını başarı
ile bitireceğimiz için çok mutluyum.
Ordesa’ya kitap diyorum, çünkü ilk defa böyle bir yapı
ile karşılaştık: kitap 157 kısa bölümü kapsayan düz yazı ve 9 şiirden oluşan
bir roman. Aslında şiirler düz yazıların bir özeti, daha duygusal bir formu
gibi..Kitap için bir çıkarım, bir cümlelik bir anlatım sorsanız karar vermekte
zorlanırım: anılar kitabı demek yetersiz kalır. Çünkü dünü, bugünü ve hatta
zaman zaman geleceği anlatıyor. Hesaplaşma desek de yetersiz kalır. Çünkü kitap
aslında orta yaşlarında bir erkeğin hayat hikayesi , edebi dille
otobiyografisi. Ben o kişiye ‘Nota’ adını koydum, çünkü kitapta adı yok ve
kendisi kitap boyunca aile fertlerine tanınan klasik bestecilerin isimlerini
veriyor. Düz yazılarında da şiirlerinde de çoğunlukla bu takma adları
kullanıyor. Nota müziğin aslı olduğu için bu ismi verdim. Çünkü Nota kitabın
baş karakteri.
Eşinden boşanmış, iki erkek çocuğu olan Nota yaşamını
anlatırken devamlı olarak ölen ailesiyle özellikle de anne ve babası ile
konuşuyor . Kitap adeta bir monologlar bütünü. Sanki her an etrafında hep
Nota’nın sorduğu, yorumladığı, konuştuğu ama cevap alamadığı hayaletler var.
Çocukluğundaki sevecen yaşamından olgunluk yaşındaki sıkıntılı, bedbin, tek
düze, mutsuz, fakir, pişmanlıklarla dolu, evhamlı yaşama geçtiğini, sevgi
yoksunluğunu nasıl acı içinde çektiğini görüyoruz Nota’nın. Romanın sonu bence
puslu bir şekilde bitiyor. Merakla beklediğimiz, kendini yorgun kalpli diye
tanıtan Nota’ya ne olduğundan çok ana rahmine düşüşünü betimliyor kitabın son
sayfaları.
Keşke İspanyolca bilseydim ve bu romanı ana dilinde
okusaydım. Eminim o zaman tad alırdım. Şimdi biraz bazı sözcükleri, bazı
cümleleri anlamak, manalandırmak için didişdim durdum okurken. Ağır bir roman.
Ayrıca ölüm teması her yerde. Bu insanı bunaltıyor. Kitabın ismi neden Odesa
diye düşündüm. Odesa ailenin köyüne çok yakın bir vadi, bir tatil yöresi.
Vadinin bir özelliği Tersiyer döneminde (Dinazorların kaybından buzul çağın
oluşmasına kadar geçen zaman dilimi) oluşup bugüne gelmesi. Yani en az 50 milyon
yıl yaşında ve halen ayakta. Acaba şöyle bir alegori yapabilir miyiz: insanlar
ölür ancak anıları nesilden nesile aktarılır. Aslında onlar fiziken ölüdürler,
tıpkı Ordesa vadisi gibi aslında hep ‘var’dırlar, hayatımızın parçasıdırlar.
Gerek kurgusu gerek içeriği farklı bu kitabın fonunda
zaman zaman dönemin İspanya’sının politik ve sosyal yapısını da görüyoruz. Bu
romana bir zenginlik katmış. Metinleri , şiiri anlamak, anlamlandırmak her
bölümde kolay değil. Bu zorluk çeviriden mi yazarın uslubundan mı ileri
geliyor, söylemek zor.
Son söz: ölülerle konuşarak, anılara referans vererek
o dingin ve bedbin halden, pişmanlıklardan keşkelerden uzaklaşılmıyor. Ben
şahsen her şeyi, sevgiyi, de, hatırşinaslığı da, vefayı da hayattayken yaşamak
isterim. Son pişmanlık içteki taa derindeki acıları yok etmiyor.
Sevgili okur: bu kitabı okumak ya da okumamak sizin
seçiminiz. LEYLA ETKER