9 Haziran 2024 Pazar

Ordesa


 

                                                Yazar: Manuel Vilas

                                                Orijinal Adı: Ordesa

                                                Yayınevi: Bilgi Yayınevi

                                                Çeviren: İdil Dündar

                                                Kapak Tasarımı: Yusuf Efe Temiztürk

                                                Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Şubat 2024- 1.Baskı

 

“Babam bana beni sevdiğini hiç söylemedi, annem de. Ve ben bunda bir güzellik görüyorum. Annemle babamın beni sevdiğini icat etmek zorunda kaldığım sürece de gördüm.”
Hayatının ortasında bir yol ayrımında olan bir adam, köklerini, sonunda vardığı yeri ve ailesinin yok oluşunu düşünür. Muazzam bir kargaşa içinde oturup yazmaya başlar. Hayaletlerle dolu anılarının arasından çocuklarıyla olan ilişkisine yön vermeye çalışır.
Aragon Edebiyat Ödülü sahibi İspanyol yazar Manuel Vilas, Prix Femina Ödülü’nü alan kitabı Ordesa’da dürüst bir anlatımla büyük bir kaybın kimliğini araştırıyor.

 

Yorumlarımız:

 

Kitap kulübünde seçtiğimiz roman olmasa bitirebilirmiydim, bilmiyorum.

Ölüm ve yoksulluk teması o kadar gerçekci anlatılmış ki, boğulur gibi oldum.  Ispanyol yazar Manuel Vilas'ın edebiyat  dünyasındaki başarısı bu olsa gerek. Duygularına  gem vurmadan, gerçeklerini anlatmaktan çekinmeden, canlı canlı, hissettirerek.   

Ordesa yazarın kendi hayatından kurgulanmış olsa gerek. Bir çeşit otobiografik kurgu. Romanda kronolojik bir geçmiş yok. Yazar aklına gelen olaylarla, duygu yoğunluğunu sayfalara dökmüş.  Ama bir kopukluk hissi de uyandırmıyor. Annesine, babasına karşı farklı zamanlarda hissettiği farklı duyguları rahat okunur bir şekilde aktarıyor. Eşiyle ilgili hikayesi yok denecek kadar az. Çocukları zaman zaman olayların içinde. İsimleri klasik müzik dehalarından esinlenilmiş.

Ordesa birçok  dile çevrilmiş ve çok satmış. Nostalji, hüzün, sorgulama, yoksulluk yanında sevgiyi de hissettirmiş bir roman. Ayrıca etkileyici cümleler de var. Örneğin sf. 160 " Işık ve güneş aile, ısı onların çocuğu". Düşünce derinliği olan bir cümle. Etkilendiğimi söyleyebilirim. Rahat okumamızı sağlayan çevirmen İdil Dündar'ı da taktir etmemiz gerek.

Yazarın hayatı İspanyada Franko dönemi faşizmi ve demokrasiye geçiş 1. Carlos monarşi dönemine denk geliyor.  Böylece İspanya yakın tarihi ve siyasetteki yozlaşmalar da zaman zaman romanda yer almış.

Bugün edebiyat dünyasında  yazarlara bir referans kitabı olduğu  söylenen bu eseri yine de okumuş olmaktan  memnunum. Iyi okumalar.  ZELİHA

 

Sevgili Okur,

Mayıs ayında ünlü İspanyol yazar Manuel Vilas’ın Ordesa adlı kitabını okuduk ve haziran başında sezon kapanışını yapıp yaz kitaplarımızı seçeceğiz. 2023-2024 sezonu kitap kulübümüz toplantılarını başarı ile bitireceğimiz için çok mutluyum.

Ordesa’ya kitap diyorum, çünkü ilk defa böyle bir yapı ile karşılaştık: kitap 157 kısa bölümü kapsayan düz yazı ve 9 şiirden oluşan bir roman. Aslında şiirler düz yazıların bir özeti, daha duygusal bir formu gibi..Kitap için bir çıkarım, bir cümlelik bir anlatım sorsanız karar vermekte zorlanırım: anılar kitabı demek yetersiz kalır. Çünkü dünü, bugünü ve hatta zaman zaman geleceği anlatıyor. Hesaplaşma desek de yetersiz kalır. Çünkü kitap aslında orta yaşlarında bir erkeğin hayat hikayesi , edebi dille otobiyografisi. Ben o kişiye ‘Nota’ adını koydum, çünkü kitapta adı yok ve kendisi kitap boyunca aile fertlerine tanınan klasik bestecilerin isimlerini veriyor. Düz yazılarında da şiirlerinde de çoğunlukla bu takma adları kullanıyor. Nota müziğin aslı olduğu için bu ismi verdim. Çünkü Nota kitabın baş karakteri. 

Eşinden boşanmış, iki erkek çocuğu olan Nota yaşamını anlatırken devamlı olarak ölen ailesiyle özellikle de anne ve babası ile konuşuyor . Kitap adeta bir monologlar bütünü. Sanki her an etrafında hep Nota’nın sorduğu, yorumladığı, konuştuğu ama cevap alamadığı hayaletler var. Çocukluğundaki sevecen yaşamından olgunluk yaşındaki sıkıntılı, bedbin, tek düze, mutsuz, fakir, pişmanlıklarla dolu, evhamlı yaşama geçtiğini, sevgi yoksunluğunu nasıl acı içinde çektiğini görüyoruz Nota’nın. Romanın sonu bence puslu bir şekilde bitiyor. Merakla beklediğimiz, kendini yorgun kalpli diye tanıtan Nota’ya ne olduğundan çok ana rahmine düşüşünü betimliyor kitabın son sayfaları.

Keşke İspanyolca bilseydim ve bu romanı ana dilinde okusaydım. Eminim o zaman tad alırdım. Şimdi biraz bazı sözcükleri, bazı cümleleri anlamak, manalandırmak için didişdim durdum okurken. Ağır bir roman. Ayrıca ölüm teması her yerde. Bu insanı bunaltıyor. Kitabın ismi neden Odesa diye düşündüm. Odesa ailenin köyüne çok yakın bir vadi, bir tatil yöresi. Vadinin bir özelliği Tersiyer döneminde (Dinazorların kaybından buzul çağın oluşmasına kadar geçen zaman dilimi) oluşup bugüne gelmesi. Yani en az 50 milyon yıl yaşında ve halen ayakta. Acaba şöyle bir alegori yapabilir miyiz: insanlar ölür ancak anıları nesilden nesile aktarılır. Aslında onlar fiziken ölüdürler, tıpkı Ordesa vadisi gibi aslında hep ‘var’dırlar, hayatımızın parçasıdırlar.

Gerek kurgusu gerek içeriği farklı bu kitabın fonunda zaman zaman dönemin İspanya’sının politik ve sosyal yapısını da görüyoruz. Bu romana bir zenginlik katmış. Metinleri , şiiri anlamak, anlamlandırmak her bölümde kolay değil. Bu zorluk çeviriden mi yazarın uslubundan mı ileri geliyor, söylemek zor.

Son söz: ölülerle konuşarak, anılara referans vererek o dingin ve bedbin halden, pişmanlıklardan keşkelerden uzaklaşılmıyor. Ben şahsen her şeyi, sevgiyi, de, hatırşinaslığı da, vefayı da hayattayken yaşamak isterim. Son pişmanlık içteki taa derindeki acıları yok etmiyor.

Sevgili okur: bu kitabı okumak ya da okumamak sizin seçiminiz. LEYLA ETKER