29 Nisan 2025 Salı

Dolunay İki Gece Sürer

 




                                                Yazar: Başar Başarır

                                                Yayınevi: Can Yayınları

                                                Kapak Tasarım: Utku Lomlu

                                                Basım Yeri/Tarihi: Istanbul, Ekim 2021-1. Baskı

 

 

Geleceğin mühendisi başarılı öğrenci Gamze ile köy enstitüsü mezunu babası emekli öğretmen İhsan Sami Bey… Bu ikili arasında uzanmakta olan fay hattı, Gamze’nin annesi Feriha Hanım’ın vefatından beri hayli aktiftir.

Gamze’nin üniversitede tanıştığı misafir öğrenci Stavros’la muhabbeti ilerletmesiyle baba-kız çatışması iyice şiddetlenir. Zira kabına sığmaz Gamze Yunan sevgilisinin kollarına, Girit’in koylarına kaçacak, böylece İhsan Sami Bey’in neşrettiği gayriresmi milli mücadele tarihinin gölgesindeki bu cesur girişim, kaçınılmaz olarak umutla dehşet arasında gidip gelen heyecan dolu bir maceraya evrilecektir. Çünkü ne İhsan Sami Bey’in pes etmeye niyeti vardır ne de aşkın, tutkuların ve tarihin dip akıntılarının öngörülebilir bir seyri…

Yunus Nadi Roman Ödülü sahibi Başar Başarır imzalı Dolunay İki Gece Sürer, 2000’li yılların hemen başında yaşanan beklenmedik bazı aksaklıkların büyük fırsatlara, hüsranların diri umutlara, zıtlıkların muhabbete, her türlü çılgınlığın da hayırlara vesile olduğu, tabiri caizse *ters köşe*lerle dolu muzip, hınzır, capcanlı bir roman. Akdeniz’in suları gibi sıcak, tılsımlı, sürprizlerle dolu…

 

Yorumlarımız:

Kitap Kulübümüzde bu ay-öykü ve romancı Başar Başarır’ı ”Dolunay İki Gece Sürer “romanı ile tanıdık. Öyküleriyle Sait Faik  Hikaye ve Yunus Nadi Öykü, romanı ile Yunus Nadi Roman  ödülleri sahibi yazar şenlikli mizahi bir dille yazdığı  bu romanında Köy Enstitüsü mezunu emekli ilkokul öğretmeni Girit  göçmeni  bir ailenin çocuğu olan baba ile üniversite öğrencisi kızı arasındaki çatışmayı 1923 mübadelesi ve onun kuşaklar üzerindeki etkisini esas alarak yazmıştır. Romanda  2001 yılının Türkiye’si ve günümüze göre daha sıcak ilişiklerinin yaşandığı Türk-Yunan bağları yazarın  kendine özgü üslubuyla anlatılıyor.

2001 yılının  Türkiye’sinde Şubat ayında  Anayasa krizi ile başlayan  ve aynı yılın Eylül ayında  ABD’de İkiz Kulelere yapılan saldırıya kadarki süreç içinde  geçen öykü baba ile kızı  ve onların etrafında gelişen  olayları içeriyor. İhsan Sami bey  sert mizaçlı, aksi,sadece konuşan, anlatan, dinlemeyi sevmeyen, ağzı köpüklü, içindeki sevgiyi göstermeyen, fanatik derecede milliyetçi, geleneklere bağlı soyu Girit’e uzanan  bir baba, kızı Gamze ise kendini sorgulayan, başına buyruk, babasına ‘hocam’ diye hitap eden, ondan şevkat  ve sevgiyi ölen annesi Feride ‘yi anarak göremeyen bir genç kızdır. Anne Feride romanda varlığı ile değil yokluğuyla kendinigösterir. Sağlığında kocasına sık sık insanları sevgisizlikle terbiye edemezsin diye uyarır.

Gamze, öğrencisi olduğu üniversiteye Erasmus programı ile gelen Yunan Stavros la tanışıp ona aşık olduğunda hayatı ile ilgili cesur kararlar vererek babasının rızasını almaya gerek duymadan mezuniyet sonrası sevgilisiyle Girit adasında bir araya gelerek hayatında yeni bir sayfa açar. Girit halkının, mübadele sırasında kaybedilen İhsan Sami beyin büyük amcası Sami’nin sıkça anılarak geçmişin, kültürel kimlik arayışının sıklıkla dile getirildiği Girit günlerinde Gamze‘nin Stavros ile  arkadaş olduğu çevre, hayat hakkındaki görüşleri ve beklentileri, adada yaşadığı olaylar ile değişikliğe uğramaya başlar, kısa sürede aşkının hüsranla sona ermesi, babasının kızını merak ederek tüm kısıtlı imkanlarını zorlayarak adaya gelişi, aralarındaki ilişkinin yeniden gözden geçirilmesi, Gamze’nin bireyselleşme  süreci, iki karakterin birbiriyle adeta yer değiştirmesi, babanın Gamze’ye, Gamze’nin ise fikirleriyle babaya yaklaşması, aksi, sevgisini göstermede hep çekingen olan İhsan Sami beyin daha mülayim bir insan olması, adada Giritli bir kadına unuttuğu duyguları hissedip adada kalmaya karar vermesi romanı keyifle okutuyor. Bolca  insan tahlilleri yaparak tarihi gerçeklere zaman zaman dönerek, Girit halkını tanıyarak ilerlerken romanın  adının bir Girit deyişinden kaynaklandığını öğreniyoruz. Aslı ”Dolunay bile iki gece sürer” olan bu deyiş ile fevri, kırılgan, sert karekterli  Girit halkının ‘hemen karar verme, bir kez daha düşün  dolunay bile iki gece sürer’ anlamında söylediğine şahit okuyoruz.

Roman sadece bir göç edebiyatı değil aynı zamanda  bir aşk romanıdır. Kitap boyunca yazarın  roman karekterleri ile bağlarını görmak mümkün. Anneannesi bir Girit mübadilidir ve Çanakkale’ye yerleşmiştir. Gamze gibi Boğaziçi Üniversitesinde makine mühendisliği okumuştur ve onun gibi fotoğraf meraklısıdır. Yazarla yapılan söyleşilerde; 1992 yılında  yazı yazmaya başlayan Başar Başarır’ın bu romanı 2006 yılından itibaren kafasında  oluşturmaya başladığını, bu süreçte Türkiye doğumlu Yunan yazar Herkül Milas ile tanışıp ondan aldığı tavsiyeleri  değerlendirerek  önceleri baba-oğul ilişkisi üzerine kurduğu romanı baba-kız şekline dönüştürdüğünü öğreniyoruz. Yazar Herkül Milas’ın Türk-Yunan ilişkileri üzerine romanları vardır. Gamze’nin erkek arkadaşı Stavros ‘un İstanbul’a geldiğinde Türkler ve Yunanlılar için bir komşuluk kılavuzu hazırlıyorum dediği adı “ yap/yapma” kitabı Herkül Milas tarafından “ Daha İyi Türk-Yunan ilişkileri İçin Yap/Yapma Kılavuzu” olarak 2002 yılında yayımlanmıştır.

Yazar Başar Başarır ödülleri motivasyon ve sorumluluk kaynağı olarak değerlendiriyor ve kitaplarında kullandığı üslubun kişiliğinden geldiğini, kitaplarını günlük kullandığı şenlikli bir dille yazdığını, okuyucuya her sayfada bir çiçek açtırmak istediğini söylüyor. Eserlerinde atasözleri ve deyişleri çokça kullanarak bunların Türkçe dilinin arkeolojisi olarak düşündüğünü, dilin zenginliğini gösterdiğini belirtiyor.

Kitap Kulübümüze Nisan ayı için bu romanı  önermek  ve onun devamında moderatör olarak  da sunum yapmak için geçen hazırlık döneminde yazar Başar Başarır’ı   ve eserlerini yakından tanımak büyük bir kazanç oldu.

Tüm yukarıda anlattığım bilgiler ışığında “Dolunay İki Gece Sürer “romanını kitap severlere hararetle tavsiye ediyorum. Okuyun seveceksiniz, en az benim kadar keyif alacaksınız. Bundan sonra  hayatınıza yeni bir deyiş girecek ve “Dolunay iki gece sürer “ diyeceğiniz günler olacak. İyi okumalar. BEYZA

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder