17 Haziran 2012 Pazar

Masumiyet Müzesi




2009 yılında Orhan Pamuk’un yeni kitabı “Masumiyet Müzesi”ni okuyup, okurken bizi boğan takıntılı aşkı uzun uzun tartışmıştık. Kitabın arkasında müzeye giriş bileti de vardı. Nasıl bir müze olabileceğini tartışıp açılışına birlikte gitmeye karar vermiştik. Müze 28 Nisan 2012’de açıldı, bizde grup olarak geçen hafta gittik.
Roman 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor. Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergilenmiş. Kitabın her bölümü için ayrı bir kutu var.
Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri birlikte düşünmüş. “Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok, tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi” diyor Orhan Pamuk ama ben aynı görüşte değilim. Romanı okuyun ve müzeyi kitap elinizde gezin. Biz kitabı iki yıl önce okuduğumuzdan bazı detayları unutmuşuz. Bölüme ait kutunun önüne gelince bölümden birkaç cümle okuyunca orada sergilenenler bize daha anlamlı geldi. Gezerken şunu anladık ki yazar romanı yazarken müzeyi zaten planlamış ve her detay, sergilenecek objeler gözünün önünde imiş.
Eğer kitabı okuduysanız müzeyi de gezmenizi öneririm, kitabı beraberinizde götürdüğünüzde giriş ücreti alınmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder