Yazar: Buket
Uzuner
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dili: Türkçe
Kapak Tasarım: Utku Lomlu
Basım
Yeri/Tarihi: Istanbul,
Mart 2012 - 1. Baskı
Buket Uzuner'in, bugün Anadolu'da yaşayan her kültürü
derinden etkilemiş kadim Kamanlık (Şamanizm) geleneğinin dört unsuru olan SU,
TOPRAK, HAVA, ATEŞ'ten ilham alarak yazdığı yeni romanı UYUMSUZ DEFNE KAMAN'IN
MACERALARI dörtlemesinin ilk kitabı 'SU' çıktı!
Gazeteci Defne Kaman bir yaz akşamı bindiği vapurda arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur. Onu aramakla görevli Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat kendilerini aniden tuhaf olaylar ve esrarengiz semboller arasında bulurlar. Bir yandan kendi hayatlarını sakatlayan yasak ve tabulara rağmen ayakta kalmaya çalışırken, kayıp gazeteci Defne Kaman'ın peşinde nefes nefese bir maceraya sürüklenirler.
Buket Uzuner, SU romanında bütün canlı varlıkları eşit değerde kabul ederek doğayı ve yaşamı kutsayan kadim Türk geleneği Kamanlık'a (Şamanlık) selam ederken, okurları hem eko-feminist bir okumaya, hem de 1000 yıl önce Uygur harfleriyle ön-Türkçe yazılmış olduğu düşünülen (Mutluluk Bilgisi) KUTADGU BİLİG ŞİFRESİ ile zihin oyunlarına davet ediyor. (Arka Kapaktan)
Gazeteci Defne Kaman bir yaz akşamı bindiği vapurda arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur. Onu aramakla görevli Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat kendilerini aniden tuhaf olaylar ve esrarengiz semboller arasında bulurlar. Bir yandan kendi hayatlarını sakatlayan yasak ve tabulara rağmen ayakta kalmaya çalışırken, kayıp gazeteci Defne Kaman'ın peşinde nefes nefese bir maceraya sürüklenirler.
Buket Uzuner, SU romanında bütün canlı varlıkları eşit değerde kabul ederek doğayı ve yaşamı kutsayan kadim Türk geleneği Kamanlık'a (Şamanlık) selam ederken, okurları hem eko-feminist bir okumaya, hem de 1000 yıl önce Uygur harfleriyle ön-Türkçe yazılmış olduğu düşünülen (Mutluluk Bilgisi) KUTADGU BİLİG ŞİFRESİ ile zihin oyunlarına davet ediyor. (Arka Kapaktan)
Yorumlarımız:
Mayıs ayında Buket Uzuner'in “Su” adli kitabını okuduk. Açıkçası diğer okuduğumuz kitapların yanında oldukça hafif kaçtı ancak bu hafiflik bana iyi geldi. Şöyle ki çok çabuk ve sıkılmadan bitirdim. İçerik olarak enteresan olan Anadolu topraklarındaki çok çeşitli kültürlerin anlatılması, Türklerin gelenek ve göreneklerinin Orta Asya'ya dayandığının gözler önüne serilmesi, bunu yaparken doğal olarak Şamanizm (Kaman) inancı ile Kutadgu Bilig yazıtlarından bahsedilmesi hoşuma gitti. Zira günümüzde Türklerin (bu topraklarda yaşayan tüm insanların) sadece Müslüman kimliği varmış gibi bir hava yaratılmakta ve ayrıca bu Sünni inancın dayatılması şeklinde ortaya çıkmakta. Aslında Anadolu insani için Müslümanlık bile tek tip değil, belki de Alevilik köklerimize daha yakın veya en az Sünni mezhebi kadar geçerli olmasına rağmen gittikçe hoşgörü ve çok kültürlülükten uzaklaşılmakta olunduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Kitapta bu konu Müslümanlar arasındaki mezhep farklılığının kan davasına dönüşmesi olarak işlenmiş. Bence bu önemli bir konu ve genelde ağır edebi eserler yerine popüler kitaplar okumayı tercih eden bir toplumda bu tip kitapların bir işlevi olduğuna, bunun da kitleleri en azından birazcık düşünmeye sevk etmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. DEMET
Mayıs ayında Buket Uzuner'in “Su” adli kitabını okuduk. Açıkçası diğer okuduğumuz kitapların yanında oldukça hafif kaçtı ancak bu hafiflik bana iyi geldi. Şöyle ki çok çabuk ve sıkılmadan bitirdim. İçerik olarak enteresan olan Anadolu topraklarındaki çok çeşitli kültürlerin anlatılması, Türklerin gelenek ve göreneklerinin Orta Asya'ya dayandığının gözler önüne serilmesi, bunu yaparken doğal olarak Şamanizm (Kaman) inancı ile Kutadgu Bilig yazıtlarından bahsedilmesi hoşuma gitti. Zira günümüzde Türklerin (bu topraklarda yaşayan tüm insanların) sadece Müslüman kimliği varmış gibi bir hava yaratılmakta ve ayrıca bu Sünni inancın dayatılması şeklinde ortaya çıkmakta. Aslında Anadolu insani için Müslümanlık bile tek tip değil, belki de Alevilik köklerimize daha yakın veya en az Sünni mezhebi kadar geçerli olmasına rağmen gittikçe hoşgörü ve çok kültürlülükten uzaklaşılmakta olunduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Kitapta bu konu Müslümanlar arasındaki mezhep farklılığının kan davasına dönüşmesi olarak işlenmiş. Bence bu önemli bir konu ve genelde ağır edebi eserler yerine popüler kitaplar okumayı tercih eden bir toplumda bu tip kitapların bir işlevi olduğuna, bunun da kitleleri en azından birazcık düşünmeye sevk etmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. DEMET
Buket Uzuner’in yol
hikâyelerini sevdiğim için hangi kitabı okuyacağımızı tartışırken “Su” teklif
edilince heyecanla ben de istedim. Ama bitirince çok fazla sevdiğimi
söyleyemem. Şamanlık ve Alevilik hakkında yeni şeyler öğreneceğimi düşünürken
bildiklerimden başka bir şey bulamadım. Buket Uzuner’in dili ve anlatımı çok
akıcı olduğundan çok rahat okunan bir kitap ama bana biraz yüzeysel geldi.
Yaşadığımız bu çağda bazı insanların Alevi-Sünni diye birbirlerine hoşgörü
göstermeyip naif bir aşka izin vermemeleri gerçekten anlaşılır gibi değil.
Belki böyle romanlar okunmaya devam ettikçe bu yanlış inanışlar umarım değişir. NURİZER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder