8 Mayıs 2018 Salı

Kör Randevu



                                                             Yazar: Jerzy Kosinski
                                                             Orijinal Adı: Blind Date
                                                             Yayınevi: E Yayınları
                                                             Çeviren: Osman Deniztekin 
                                                             Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, 2013


George Levanter, bir fikir adamı, kendi halinde bir yatırımcı, uluslararası bir playboy ve yaşamı her biri bir öncekinden inanılmaz yakıcı mücadelelerle dolu acımasız bir "iş adamı". Moskova'dan Paris'e, Manhattan gökdeleninden California'daki toplu kıyıma, Kör Randevu güzel insanlar ve başka bir yaşam arayanlar arasında hayatın baş döndürücü bir tasviri.

Bir Yerde ve Boyalı Kuş'un yazarı Jerzy Kosinski, çağımızın en çok beğenilen ve hayran olunan yazarlarından biridir. Kör Randevu, Kosinski'nin yazım gücünün doruğa ulaştığı, erotizmle desteklenmiş gösterişli bir psikolojik roman. ( Arka Kapak)

Yorumlarımız:

Jerzy Kosinski'nin ilk okuduğum kitabı Kör Randevu yazar ile tanışmak için iyi bir fırsat oldu. Sıradışı bir hayat hikayesi olan Kosinski Kör Randevu'da kısa kısa hikayeler anlatırken kendi anılarından esinleniyor. 
Anlatılan hikayelerde cinayet, tecavüz, işkence, eşcinsel eğilimler ve ensest ilişkiler en sert şekliyle detaylarla anlatılıyor. Okuyucuya bu vahşeti yaşatacak kadar etkileyen, rahatsızlık veren bir yazar. Olayları anlatırken aynı zamanda karakterlerinin psikolojisini ve yaşantısınıda detaylandırıyor.
Benim için oldukça rahatsız edici, karanlık bir romandı.Akıcı bir dil ile yazılması okumayı kolaylaştırmakla birlikte uyandırdığı hislerle okuyucuyu oldukça zorluyor. IŞIL

“Boyalı Kuş” ve “Bir Yerde” adlı romanları ile edebiyat dünyasında çok tanınan Kosinski’nin “Kör Randevu” romanını okumak yazarı tanımak amacıyla yanlış bir karar mı idi bilemem. Çünkü bu tecrübeden sonra yazarın yeni bir kitabını okumak için düşünürüm.
Romanı okurken yazar bir günlük tutmuş ve onlardan bir roman yazmak istemiş ama günlüğün sayfalarının sırasını karıştırmış diye düşündüm. Bir akışı olmayan, farklı karakterlerin başından geçen küçük hikayeler anlatıyor. Ana karakter Levanter bir yerde bunları birleştirip bir akışa sokacak diye bekliyorsunuz ama olmuyor.
Yazarı tanımak istiyorsanız başka bir kitabını deneyin ben bu romanı hiç tavsiye etmem. NURİZER

Polonyalı yazar Jerzt Kosinski’nin ilk okuduğum romanı. Keşke önce en ünlü romanı Boyalı Kuş’ u okusaydım. Kör randevu’den sonra zor gözüküyor.
Roman kahramanı Levanter hikayede yazarın yaşamıyla bütünleşiyor gibi.

Akıcı bir dille yazılmış, kolay okunan  bir kitap. Konusu ve erotik tasvirleri insana yeter dedirtiyor. Ensest ilişkiden, eşcinsel ilişkiye, tecavüze...romanın ana  temasını oluşturuyor. Olaylar arası geçişler kopuk kopuk. Güzel bir çevirisi olduğunu söyleyebilirim. Bu kadar çok ülkede basılı olduğuna göre tabi ki edebi bir değeri vardır. Belli bir döneme damgasını vurmuş olabilir. Lakin eserleri  hakkında çok şaibeler var yazarın. Polonya’dan Amerika’ya göçüne ve  yazdıklarının alıntı olduğuna kadar.Tercih sizin.  ZELİHA



2 Mayıs 2018 Çarşamba

Jerzy Kosinski




1933 yılının 14 Haziran’ında, Polonya’nın Lodz kentinde yaşayan bir Yahudi ailesinin bir oğlu olur. Adı Josef Lewinkopf’tur. Josef henüz küçük bir çocukken Nazi imparatorluğunun ayak seslerini duyan baba Moses, ailenin soyadını Kosinski’ye çevirir ve daha doğuya taşınırlar. Artık aile Hıristiyan olmuştur. Josef Lewinkopf ise Jerzy Kosinski adıyla bir kilisede vaftiz edilir. Alman işgali boyunca aile Katolik kimliğiyle saklanır. Savaşın sonra ermesiyle baba Kosinski komünist saflarına katılacaktır.
Jerzy Kosinski, Lodz Üniversitesi’nden tarih ve sosyoloji dallarında yüksek lisans derecesi alır ve bir süre Polonya Bilimler Akademisi’nde doçent olarak çalışır. Lodz Üniversitesi’nde okurken daha sonra Amerika’da yakın dostluk kuracağı ünlü film yönetmeni Roman Polanski ile tanışır. Babasının aksine komünizmden nefret eden genç Kosinski, hazırladığı sahte belgelerle 1957 yılında ABD’ye iltica eder. Artık yaşamını Yeni Dünya’da sürdürecektir. Amerika’ya yirmi dört yaşında ayak basan Kosinski, önüne gelen her işte çalışıp bir yandan da eğitimine devam eder. Columbia Üniversitesi’ni bitirdikten sonra kendini tümüyle yazmaya adaya Kosinski, bir yandan da Yale ve Princeton gibi seçkin üniversitelerde “creative writing” (yaratıcı yazarlık) dersleri vermektedir.
O yıllarda Joseph Novak takma adıyla The Future Is Ours, Comrade ve No Third Party adlı antikomünist kitapları yayınlanır.
Yirmi dokuz yaşında geldiğinde bir çelik imparatorluğunun mirasçısı alkolik Mary Hayward Weir ile evlenir. Artık özel uçağı, yatları olan bir yazar olarak New York’taki evlerinde devrin zenginlerine, entelektüellerine partiler düzenlemekte, hayalinde kurguladığı çocukluk anılarını anlatmaktadır.
Kosinski ikinci evliliğini 1962 yılında, Almanya’nın Bavyera eyaleti aristokrasisinden gelen Katherine von Fraunhofer ile yapar.
Kosinski’nin en bilinen romanı The Painted Bird – Boyalı Kuş 1967 yılında yayınlanmıştır. 1971 yılında yayınlanan Being There – Bir Yerde adlı eseri ise Amerikan medya kültürünün yüzeyselliğiyle dalga geçen satirik bir romandır. Being There daha sonra Peter Sellers ve Shirley Maclaine’nin başrollerini oynadığı “The Gardener” adıyla beyaz perdeye uyarlanmıştır. Steps – Adımlar (1969), The Devil Tree – Şeytan Ağacı (1973), Passion Play – İhtiras Oyunu (1979) adlı romanların da yazarı olan Kosinski 1975 yılında Cockpit – Boşluk adlı romanını yayınlanmıştır. Yazar başından geçen bir macerayı bu romanda yarattığı roman kahramanının öyküsü haline getirecektir. Gerçekten de Kosinski, yakın arkadaşı Roman Polanski’nin karısı olan film yıldızı Sharon Tate ve misafirlerinin Charles Mason’un ‘Helter Skelter” çetesi tarafından katledildiği gece havaalanında kaybolan bir bagaj yüzünden davete geç kalmış olmasaydı, pek çok ünlü eseri yayınlanamadan 1969 yılında ölmüş olacaktı.
Hayatının son yıllarında, yazdığı romanlar hakkında çeşitli söylentiler çıkan, kalp yetmezliği ve ruhsal çöküntü içinde sıkışan Kosinski, banyo küvetinde başına geçirdiği bir naylon torbayla intihar ettiğinde elli sekiz yaşındaydı.
Ölmeden önce bir kâğıda “Her zamankinden daha uzun bir süre uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin” diye yazmıştı.