19 Mayıs 2019 Pazar

Beyaz Gemi




                                               Yazar: Cengiz Aytmatov
                                               Yayınevi: Ötüken Neşriyat
                                               Çeviren: Refik Özdek
                                               İlk baskı: 1991 
                                               Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, 2018 – 71. Baskı

 Masalla gerçeği birleştiren bir eserdir. Geçmişi temsil eden dede ile geleceği temsil eden çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insan duygu ve düşüncelerine kendine has yorumlar getirilir. Adı eserde hiç geçmeyen çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu meydana çıkarılır. Aytmatov’un, edebiyat âleminde geniş akisler uyandıran, uzun yıllar tartışılan, verilmek istenen mesajla yaratılan tiplerin büyük bir uyum sağladığı eserlerinden biridir.

Yorumlarımız:

Romanın ana karakteri, anne – babası terk ettikten sonra dedesinin masalları ile büyümüş sekiz yaşında bir çocuk. Romanın geçtiği yer ise Kırgızistan’ın Isık Göl’ünü çevreleyen dağlardaki orman bekçilerinin yaşadığı altı kişilik bir yerleşke. Dedesi, dedesinin ikinci eşi, Bekey halası ve onun eşi Orozkul ve Seydahmet ile karısı Gülcemal.
Dedesi dışında kimseden fazla ilgi görmüyor. Dedesinin ikinci eşi onunla hiç ilgilenmiyor ve devamlı kızıyor. Bekey hala ve Orozkul ise kendi çocukları olmadığı için onu sevmiyorlar. Bazen Gülcemal onunla oynuyor. Seydahmet ise aklı havalarda tembel biri.
Kızının çocuğunu terk etmesine çok üzülen Mümin dede ise çocuk için herşeyi yapmaya çalışıyor. Çok iyi niyetli ama çok pasif bir insan. Herkesi memnun etmeye çalışırken çok eziliyor.
Etrafındaki tüm mutsuz insanlara inat hayal dünyasında yaşayan, doğaya ve hayvanlara aşık mutlu bir çocuk. Tek özlemi babası ve annesi. Onu da kendi hayal dünyasında balık olup onlara kavuşacağı günü yaşayarak çözüyor. Hayalleri, çantası, dürbünü ve dedesinin takmadığı bekçi şapkası onun herşeyi..
Büyüklerin etrafında çevirdiği entrikalara, zorbalıklara, çıkar ilişkilerine yaklaşım tarzı onun çocuksu masumluğu, saflığı ve temizliğini daha çok ortaya çıkarıyor.
İyilik, kötülük, adalet, merhamet, doğa sevgisi, efsaneler, hayaller, gerçekler, mutsuzluklar, şehir özlemi, çocuk özlemi... rahat okunan bu kısacık romanda yazar çocuğun hayallerinden yola çıkarak yetişkinlere yönelik eleştirilerini sıralıyor.
Kitap kulübünde tartıştığımızda arkadaşlarım okurken kişilerin mutsuzluğundan dolayı romanı okurken kendilerini kötü hissetmişler ama ben çocuğun hayallerine, özlemlerine ve o küçücük yerde kendini oyalamasına hayran kaldım.
İnternet'te yorumlara bakınca aslında romanın bir semboller harikası olduğunu öğrendim. Ama ben edebiyatçı olmadığımdan bu yönünü hiç anlamadım. Yine de çoğunluğun aksine romanı sevdim ve bir Kırgız yazar tanıdığım için memnunum. NURİZER

Kırgızistan'ın yüksek dağları ortasında Isık gölü. Elinde dürbünüyle göle bakan 8 yaşında bir çocuk, hayallerini arıyor. Karşıdan geçeceğini umduğu beyaz gemiyi görmeyi, balık olup yüzerek ona ulaşmayı hayal ediyor. Çünkü o annesinden, babasından uzakta ve tek seveni dedesi, yalnız büyümeye mahkum bir çocuk. Gemide çalışan babaya ulaşma heyecanında. 
Dedenin aldığı  bir çanta, çocuğa ışık oluyor, okula gidecek, hayallerini gerçekleştirecek. Ama sorunlar sorunlar!
Evde üvey babaanne sevgisiz, çocuğu olmamış kocası tarafından horlanan hala,  küçük bir yerleşke de yaşıyorlar. Tek umut okul.

Güzel bir tercüme, anlaşılabilir bir dil, yazarın başarılı kurgusu keyifle ama duygusal olarak içimizi burkarak okuduğum bir roman. Dede geçmişi,  torun geleceği simgeliyor. Dedenin anlattığı ala geyik hikayesi çocuğun yetişmesinde, kişiliğinin gelişmesinde  önemli bir rol oynuyor. Tavsiye ederim, okuyun hikayenin tamamı için, birde siz yorumlayın. ZELİHA

1 yorum:

  1. Kesinlikle okuyacağım yazarlardan. Kitaplarını tamamlamaya çalışıyorum :)

    YanıtlaSil