Yazar: Amor Towles
Orijinal Adı: A Gentleman in Moscow
Orijinal Dili: İngilizce
İlk Baskı: 2016
Yayınevi: Hep Kitap
Çeviren: Mehmet Gürsel
Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, 2018 – 1. Baskı
1922 yılında Kont Aleksandr İlyiç Rostov Bolşevik mahkemesi
tarafından yargılanarak suçlu bulunur ve Moskova’daki lüks bir otelde ömür boyu
göz hapsinde tutulmasına karar verilir. Hayatı boyunca hiç çalışmamış, sadece
edebiyat ve sanatla ilgilenmiş bir aristokrat olan Rostov şimdi bir otel
odasında yaşamak ve Sovyetler Birliği’nin en çalkantılı yıllarını pencereden
izlemek zorundadır. Ancak hiç ummadığı bir şekilde bu daracık oda ona çok daha
zengin bir dünyanın ve çok daha doyurucu ilişkilerin kapısını açacaktır.
New York Times’ın çok satanlar listesinden uzun süre inmeyen Moskova’da bir Beyefendi mizahi dili, sağlam karakterleriyle yazın dünyasına yepyeni bir soluk getirecek.
New York Times’ın çok satanlar listesinden uzun süre inmeyen Moskova’da bir Beyefendi mizahi dili, sağlam karakterleriyle yazın dünyasına yepyeni bir soluk getirecek.
Yorumlarımız:
Moskova’da Bir Beyefendi, Amor Towles tarafından
yazılmış ve New York Best Seller olmuş bir kitap ve bence bu sene okuduğumuz
kitaplar arasında en etkileyici bulduklarımdan biri. Kitap her ne kadar 550
sayfa olsa da hem konusu hem de yazılış üslubundan dolayı okunması kolay bir
kitap. Kitabın konu özetini burada vermek doğru olmayacağı gibi içinde incelikle
ele alınmış nüansları kaçırmamak adına şu kadarını söylemekle yetiniyorum;
Roman bir Rus asilzadesinin 1922'de Metropol adlı Moskovanın en görkemli oteline
göz hapsine mahkum edilişinden bu otelde 1954 yılına kadar geçirilen süreci ve
bu süreçte Rusya da yaşanan politik değişimin yansımalarını, her sınıf insanın
üstündeki etkilerini, yabancı misyonerlerin bakış açıları ve faaliyetlerini,
ideolojik olarak birbirine zıt iki sistemin- batı kapitalizmin ve komünizmin
son derece tarafsız tartışılması diyebilirim. Öte yandan yazarın sadece
karakterleri üzerinden görüşlerinin ortaya koyuşu ve herhangi bir yargıdan
özellikle kaçınması gibi unsurlar, diğer yandan hayatın devam eden akışı içinde
kurulan dostluklar, aşklar, ilişkiler kitaba hem akıcılık hem de olaylara
tarafsız bir bakış açısı getirmekte. Kitap bu özellikleriyle hem bir roman, hem
de döneme ışık tutan bir niteliğe sahip, bizleri hem felsefi, hem tarihsel, hem
de psikolojik açıdan düşünmeye teşvik ediyor. Kitabın okunmasının herkese hem
keyif vereceği, hem de bilgi dağarcığına katma değer sağlayacağı inancındayım. DEMET