7 Aralık 2020 Pazartesi

Arı Kovanı

 

                                                             Yazar: Camilo Jose Cela

                                                             Özgün Adı: La Colmena

                                                             Orijinal Dili: İspanyolca

                                                             Yayınevi: Jaguar Kitap

                                                             Çeviren: Gökhan Aksay

                                                             Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Kasım 2016, 1.Baskı

 

 

"Bayan Rosa, heybetli kalçasıyla müşterilere çarpa çarpa, kafedeki masaların arasında koşuşturur durur. 'Lanet olası! Tövbeler olsun!' diye sıkça mırıldanır. Onun dünyası kafeden ibarettir; evrenin geri kalanı ise kafenin çevresidir."

Bayan Rosa'nın evreninin dışında yer alan kadınlar ve erkekler, birer ikişer onun dünyasına girerler: Dertli kadınlar ve dertli erkekler, birbirleriyle ve birbirlerinden konuşurlar orada. Kendileriyle birlikte acılarını, umutlarını, aşklarını ve her birinin bağlı olduğu hayatları da getirirler. Arı Kovanı onların dünyalarıyla dolar. Böylece Bayan Rosa'nın Madrid'deki kafesi sadece onun için değil, üç yüzden fazla karakter -ve bu romanın okuru- için "bir dünya"dan ibaret olur.

Ülkesinde "İspanyolcanın Cervantes'ten sonraki en önemli yazarı" olarak görülen Nobel ödüllü Camilo José Cela'nın kendisine has grotesk realizminin en yetkin örneği Arı Kovanı, Gökhan Aksay'ın İspanyolca aslından çevirisiyle…

"Arı Kovanı, İspanyol edebiyatının tartışmasız temel taşlarından biridir." (Tanıtım Bülteninden)

 

Yorumlarımız:

 

Kitap Kulübümüzün yüzüncü romanı.  Yüzüncü kitabımız olduğunu bilmeden seçtik. Hem Nobel ödüllü bir yazarın romanı, hem de şimdiye kadar okuduğumuz romanlardan çok farklı bir roman Arı Kovanı.

Romanda, yazar sokakları, sinemaları, kafeleri, genelevleri ile Madrid’i ve Cumhuriyetçisi, Milliyetçisi, zengini, fakiri, ezeni, ezileni ile Madrid halkını anlatmış. Kimseyi kahramanlaştırmadan, iç savaş döneminin gerçeklerini aktarmış. Yüzlerce karakter var, çoğu bir görünüp bir kaybolmuş. Aynı Arı Kovanı gibi… Vızır vızır… Bir sürü insan. Yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk.. Onların umutları, umutsuzlukları, açlıkları, yoksullukları, aşkları, acıları, korkuları…. Bu kadar karakter yaratırken çelişkiye düşmemiş yazar. Hepsinin hikayesini, o tarihteki gerçeğine dokunarak anlatmış. Bu küçük hikayelerle petek petek örmüş romanı.

Kitabı bitirince tam adına uygun bir roman diye düşündüm. Önce “Dona Rosa’nın Kafe”sinin Arı Kovan’ı olduğunu düşündüm. Kovanın Kraliçe Arısı Bayan Rosa. Garsonlar, kahve içmek için gelen müşteriler, sigara satıcıları, ısınmak için girenler, gazete satan çingene çocuk, satranç oynamak için gelenler, çay saati müşterileri de işçi arılar.

 Ama romanın bir yerinde kendimi Madrid sokaklarında yürürken buldum. Celestino Ortiz’in kafesinde, Bayan Ramona’nın sütçü dükkanında, Bayan Elvira’nın evinde ya da Martin Marco ile annesinin mezarında… Savaş sonrası Madrid ve Madrid halkı hakkında o kadar çok bilgi sahibi oluyoruz ki roman bitince. Toplumun farklı katmanlarını, düşünce yapılarını, sabunlarını, tütünlerini, kültürel aktivitelerini, yazarlarını, fırıncılarını, fahişelerini,… O zaman acaba “Madrid” mi Arı Kovan’ı??

Sonuçta romanın kendisinin Arı Kovanı olduğuna karar verdim. Bu kadar insanı bir arada tutan ve onların dünyalarına dalan, birbirleri ile ilişkilerini bize küçük öykülerle çok başarılı bir şekilde anlatan, 1943 Madrid’ini tüm gerçekliği ile gözler önüne seren roman tam bir “Arı Kovanı”.

Ben romanı çok sevdim. Herkese tavsiye ederim. NURİZER

1989 yılında Nobel Edebiyat ödülü alan Ispanyol yazar Camilo Jose Cela' nın ülkemizde var olan tek kitabı.

Çok farklı bir kurguyla yazılmış, neredeyse her paragraf ayrı bir hikâye. Başlangıçta bütünü bulmak için uğraşıyorsunuz. Okuduğumuz romanlardan çok farklı. Eserde üçyüzün üzerinde karakterle tanışıyorsunuz. Adeta dramatik bir öyküler yumağı.

Olaylar İspanya iç savaşından sonra, Franco döneminde, 1940’lı yıllarda Madrid'de geçiyor. Rosa'nın kafesi. Akşam 7’den önce ve sonra gelenler. Siyasetçisi, garsonu, ayakkabı boyacısı, müzisyeni, yalnızı, fahişesi, zengini, yoksulu herkes bu kovana girip çıkıyor.  Ayrıca bu şahısların dışardaki hayatları, yakınları, yaşamları, apartman hayatları....

Akıcı, okunması kolay, ilginç bir kitap, ilginç bağlantılar.  Merak mı ediyorsunuz? Hemen okumalısınız. ZELİHA

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder