28 Mart 2021 Pazar

John Fowles

 


 

Çağdaş dünya edebiyatında saygın bir yeri bulunan Fowles, 31 Mart 1926'da Essex'te doğdu. Oxford Ünivesitesi'nde Fransızca eğitimi gördü. Bu dönemde Fransız varoluşçu yazarlar Albert Camus ve Jean-Paul Sartre'ın kitaplarının etkisi altına girdi. Fransa ve Yunanistan'da öğretmenlik yaptı. Özellikle Yunanistan'da kaldığı yıllarda yazmak hayatının en önemli uğraşlarından birine dönüştü.

Postmodern romancıların öncülerinden biri olarak kabul edilen Fowles, ilk romanı The Collector (1963; Koleksiyoncu) büyük bir ticari başarı kazanınca kendini tamamen yazarlığa adadı. Fowles bir düşünce metni olan ikinci kitabı The Aristos’ta (1964; Aristos) sanat, din, siyaset ve toplum hakkındaki düşüncelerine yer vermiştir. The Magus (1965; Büyücü) labirentimsi yapısıyla Fowles’un anlatı ustalığını gözler önüne serer. Yazımına 1952’de başladığı bu roman ilk kez 1965’te yayımlanmış, 1977’de yazarın yaptığı birçok üslup ve yapı değişikliğiyle tekrar yayımlanmıştır. The French Lieutenant’s Woman (1969, Fransız Teğmenin Kadını) Fowles’un en başarılı ve yenilikçi romanı olarak değerlendirilmiştir. The Ebony Tower (1974; Abanoz Kule) her biri bir sanat biçimiyle bağlantılı ve yaratım sürecinin bir yönüyle ilgili öykülerden oluşur. Daniel Martin (1977) bir adamın kendini arayışını konu alan, Fowles’un deyişiyle “duygusal anlamda otobiyografik” bir romandır. Mantissa (1982; Mantissa) cinsellikten edebiyat kuramına bir dizi konuyu ele alır ve modern edebiyatta yazarın rolü üzerinde odaklanır. Akıl ile boş inanç, delilik ve doğaüstü, özgürlük ve rastlantı, bilim ve büyü gibi kavramların tartışıldığı, çarpıcı bir gerilim romanının ötesine uzanıp metafizik boyutlara da erişen son romanı A Maggot (1985; Yaratık) ise on sekizinci yüzyılda Shaker mezhebinin ortaya çıkışını konu edinir. Kendi yapıtlarının yazılış serüveninden toplumsal analizlere kadar çeşitli yazılar içeren en son yapıtı Wormholes (1998; Zaman Tüneli) ise makale ve söyleşilerinden oluşuyor.

Fransız Teğmenin Kadını, Harold Pinter'in yazdığı senaryo ile filme de çekilmiş, Karel Reisz yönetimindeki filmin başrollerinde Jeremy Irons ve Meryl Streep oynamıştır. Bu filmin dışında The Collector (1965), The Magus (1968) ve The Ebony Tower (1984) adlı eserleri de sinemaya uyarlanmıştır.

Fowles’u hangi kulvara yerleştirirsek yerleştirelim onun bir “Çağdaş İngiliz Edebiyatı” anlatı ustası olduğu su götürmez bir gerçektir. Romanlarını okurken bir başyapıt okuduğunuzu size hissettiren Fowles, okurunu alır, zirveye çıkarır ve orada bırakır. Ölümünden iki yıl önce Paris Review’a verdiği röportajında Oxford Üniversitesi’ne girene kadar yazarlığı düşünmediğini, ailesinde yazarlık veya sanatla ilgili hiç kimse olmadığını, fakültedeki “varoluş̧” seminerlerinden çok etkilendiğini ve analitik psikolojinin kurucusu Carl G. Jung’a olan hayranlığını anlatır. Ayrıca Moliere’in oyunlarından, Baudelaire ve Mallarme’nin şiirlerinden etkilendiğini saklamaz. The Guardian’a verdiği bir diğer röportajında ise kendini huysuz, aksi ve hırçın bir adam olarak tanımlar. Öldüğü güne kadar münzevi bir yaşamı tercih etmiştir.

1968 yılından itibaren Fowles İngiltere’nin güneyinde, küçük bir liman kasabası olan Lyme Regis’te yaşamıştır. Yaşadığı yerin yerel tarihine duyduğu ilgiden dolayı 1979’da Lyme Regis Müzesi’nin kuratörlüğüne atanan Fowles, 7 Kasım 2005’te yaşama veda etti.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder