Çağdaş İngiliz edebiyatının önde gelen adlarından olan Julian Barnes, 1946’da Leicester’da doğdu. Oxford Üniversitesi, Magdalen College’da okudu. The Oxford English Dictionary’de sözlükbilimci; daha sonraları ise The New Statesman ve The Sunday Times’ta gazeteci olarak çalıştı. Kitap eleştirileri ve takma adla polisiye romanlar kaleme aldı. 1982’den 1986’ya kadar The Observer’da televizyon eleştirmenliği yaptı.
İlk romanı “Metroland” 1981’de Somerset Maugham
Ödülü’nü kazandı. Metroland'de
Londra'nın banliyösünde yaşayan ve Paris'e seyahat edip daha sonra da geri
dönen Christopher isimli bir öğrencinin kısa hikâyesini anlattı. Otobiyografik
öğeler de içeren bu eserde idealizm ve cinsel sadakat temasını işledi. Bunu
1982’de yayımlanan “Before She Met Me” adlı romanı izledi.
Asıl üne kavuşmasını sağlayan yapıtı ise, 1984’te
yayımlanan romanı “Flaubert’s Parrot” oldu. Bu romanda yaşlı bir doktor olan
Geoffrey Braithwaite'in Gustave Flaubert'in hayatına olan düşkünlüğünü anlattı.
Barnes'ın otobiyografik öğelere yer verdiği görüldüğü bu roman yayınlandığında
özellikle Fransa'da büyük bir ilgi ile karşılandı. Bu yapıtıyla Geoffrey Faber
Memorial Ödülü’nü kazandı ve ayrıca Fransa’da Medicis Ödülü’nü kazanan ilk
İngiliz olarak daha büyük okur kitlelerine ulaştı.
1986’da “Staring at the Sun” ve 1989’da ise, edebiyat
alanındaki yenilikçiliğinin ve geniş hayal gücünün somut bir kanıtı olan ve
birçok eleştirmence çarpıcı ve çizgidışı bir yapıt olarak değerlendirilen” A
History Of The World In 101/2” yayımlandı. Bunları 1992’de yayımlanan “Talking
It Over” ve 1993 tarihli, politik hiciv romanı “The Porcupine” izledi.
1995’te, The New Yorker dergisi için yazdığı ve
İngiliz kültür ve siyaset yaşamı üzerine kaleme aldığı makalelerden oluşan “Letters
from London” yayınlandı. 1996 yılının Ocak ayında, 50. yaş gününün arifesinde,
içinde daha önce çeşitli dergilerde yayımlanmış hikâyelerinin de bulunduğu ilk
hikâye kitabı “Manş Ötesi” okurla buluştu.
Ve 1998 Eylül’ünde, Britanyalı olmayı ve Britanya
turizmini hicvettiği “England, England” kitapçı raflarında boy gösterdi. Seni
Sevmiyorum’un devamı olarak da okunabilecek olan romanı “Love, etc.” Temmuz
2000’de, denemelerinin toplandığı “Something to Declare” 2001’de, The Man
Booker ödülüne aday gösterilen Sir Arthur Conan Doyle'un hayatına dayanan “Arthur
& George” ise 2005’te yayımlandı.
2008’de otobiyografik bir deneme olarak görülebilecek “Nothing
to be Feared” gün ışığına çıktı. Julian Barnes 2011 yılında “The Sense of an
Ending” adlı roman ve “Pulse” adlı
hikâye kitabını çıkardı. “Elizabeth Finch” ise 2022 yılında yayınlandı.
Julian Barnes, ilk bakışta biraz farklı gibi gözüken
ama daha dikkatle incelenince tümü de ortak bir yazarlık özelliğinin harcıyla
karılmış yapıtlar vermiş olan bir yazardır. Onun yazarlık üslubu, hemen hemen
bütün yapıtlarında, fazlasıyla kendine özgü bir kimlikle, hem matrak hem de
trajik ve insani olana alabildiğine açık ve salt “negatif” olanla yetinmeyen
çok yönlü bir “ironi” unsuruyla belirginleşir.
Yapıtları yirmi beşin üzerinde dünya diline çevrilmiş
olan Julian Barnes, ayrıca E.M. Forster Ödülü (1986), Amerikan Sanat ve
Edebiyat Akademisi Ödülü (1988), Hamburg FVS Vakfı Shakespeare Ödülü ve nihayet
The Man Booker gibi birçok ödüle de sahiptir.
Metroland ve Love Etc. romanları filme de çekildi.
Metroland 1997'de Philip Saville tarafından, Love Etc. ise 1996'da Marion
Vernoux tarafından sinemaya aktarıldı.
Erkek kardeşi, Jonathan Barnes antik felsefe dalında
uzman bir filozoftur.
Uzun yıllar yazar temsilciliği yapmakta olan eşi Pat
Kavanagh ile birlikte Londra'da yaşadı. Pat Kavanagh'ı, 20 Ekim 2008'de beyin
tümörü sebebiyle kaybetti. Karısının ölümü üzerine duyduğu üzüntüsünü “Levels
of Life”da anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder