2 Kasım 2023 Perşembe

Jack London

 


Jack London 12 Ocak 1876’da San Francisco’da doğdu. Gerçek adı John Griffith Chaney’dir.

 Annesi Flora Wellman spiritüalist bir müzik öğretmeniydi. Tahminen babası olduğu düşünülen William Chaney ise astrologdu. San Francisco Chronicle gazetesinin 4 Haziran 1875 tarihli yayınında çıkan bir habere göre Flora Wellman; William Chaney'nin bebeğin aldırılmasını istediğini, fakat onun bu talebi reddettiğini, bunun üzerine kendisini vurmaya kalktığını öne sürer. Ciddi bir yara almayan Flora, bu olaydan sonra geçici olarak akli dengesini yitirir. Doğumdan sonra bebeğin bakımı eski bir köle olan Virginia Prentiss'e verilir. Prentiss, London'ın hayatında anne imgesi olarak kalır. Aynı yılın sonlarına doğru Flora Wellman, Amerikan İç Savaşı gazisi John London ile evlenince, sonradan Jack olarak anılacak bebek John da onlarla birlikte yaşamaya başlar.

Jack ilkokulu Oakland'da okur. Henüz sekiz yaşındayken bir çiftlikte çalışmaya başlar. Binbir türlü sıkıntıyla ortaokul okuyan London, 14 yaşındayken iş ve eğitimi bir arada yürütemediği için okulunu yarıda bırakır ve Hickmott konserve fabrikasında günde 12-18 saat çalışmaya başlar. Bu ağır iş koşullarından kurtulmak için siyahi sütannesi Virginia Prentiss’den borç para alarak French Frank adındaki bir istiridye korsanından Razzle-Dazzle adlı şalopayı satın alır. Böylelikle o da bir istiridye korsanı olur.

1893 yılında Japonya sahillerine gitmek üzere Sophia Sutherland adlı fok balıkçısı uskunaya girer. Döndüğü zaman ülkesi 1893 Krizi’nin ve Oakland’daki işçi huzursuzluklarının etkisi altındadır. Bir Hint keneviri fabrikasında ve bir elektrik santralinde ağır iş koşulları altında çalıştıktan sonra serserilik yaşantısına başlar.

1894 yılında serseriliği nedeniyle Buffalo'daki Erie County Cezaevi'nde 30 gün hapis yatar ve “Yol” adlı kitabında bu hapishanedeki ortamı "düşünülemeyecek" korkunçlukta, "insanın düşebileceği en derin çukur" olarak tarif eder.

Serserilik ve denizcilik deneyimlerinden sonra Oakland'a döner ve Oakland Lisesi'ne kaydolur. Burada Aegis isimli okul dergisine birkaç yazısıyla katkıda bulunur. Bu yazılardan yayınlanan ilk eseri "Japon Kıyılarında Tayfun", denizcilik deneyimlerinin bir meyvesidir. Jack London Berkeley Üniversitesi'ne girmeyi çok ister ve 1896 yılında bir yaz dönemi yoğun ders çalıştıktan sonra başarır fakat maddi zorluklar yüzünden 1897 yılında ayrılmak zorunda kalır.

Okulu bırakmasına rağmen ilerleyen dönemlerde eline geçen Karl Marx, Charles Darwin, Nietzsche kitaplarını okudu. Bu yazarların fikirleriyle kendi dünya görüşünü yavaş yavaş oluşturdu. Oluşmaya başlayan fikirlerini eşzamanlı olarak yazmaya başladı.

25 Temmuz 1897'de London, kayınbiraderi James Shepard ile Klondayk Altın Avı'na (Klondike Gold Rush) katılmak üzere yola çıkar. İlk başarılı öykülerini de burada yazacak olan London, Klondayk'taki diğer birçok kişi gibi beslenme yetersizliğinden dolayı iskorbüt hastalığına yakalanır. Bu hastalık dişetlerinin şişmesine ve ardından dört ön dişini kaybetmesine neden olur. Aynı dönemde karın ve bacak kaslarındaki ağrılar da ona ıstırap verir. London, Klondayk'ın tüm güçlüklerine karşın hayatta kalmayı başarır ve bu çabası onun en iyi eserlerinden sayılan “Ateş Yakmak” adlı kitabını yazmasına esin kaynağı olur.

Jack London 20 yaşında sosyalizmi benimsedi. Bundan önce sağlıklı ve güçlü bünyesinden kaynaklanan bir iyimserliğe sahip, çok çalışan ve dünyaya olumlu gözle bakan bir kişiydi. Fakat "Nasıl Sosyalist Oldum” adlı makalesinde de belirttiği gibi halkın en alt tabakalarını daha yakından gördükçe sosyalist fikirleri oluşmaya başladı. İyimserliği ve ferdiyetçiliği yavaş yavaş söndü ve mecbur olmadıkça hiçbir zaman daha fazla çalışmamaya karar verdi. Yazılarında ferdiyetçiliğinin bünyesinden sökülüp çıktığını ve bir sosyalist olarak tekrar doğmuş olduğunu belirtir. London Sosyalist İşçi Partisi'ne ilk kez Nisan 1896'da katıldı. “Demir Ökçe” isimli romanı başta olmak üzere yazarın birçok eserinde sosyalist bakış açısını açıkça görebiliriz. Yazarın bu bakış açısı kuramcı veya entelektüel sosyalizmden değil, daha çok yaşam tecrübelerinden ve kendi içinden gelmektedir.

1898'de Oakland'a döndüğünde ciddi olarak yazdıklarını yayınlatma çabasına girer. Bu dönemi "Martin Eden" adlı romanında akıllara kazınacak bir biçimde anlatır. Yayımlanan ilk öyküsü "Yoldaki Adam" olan London, bu öyküsü için "Overland Monthly" ona yalnızca 5 dolar teklif edince yazarlık kariyerini sonlandırmanın eşiğine gelir. Ancak "The Black Cat" dergisi "A Thousand Deaths" adlı öyküsünü yayınlamak için 40 dolar ödeyince, kendi deyimiyle, "kelimenin tam anlamıyla paçayı kurtarır".

Tam da düşük maliyetli dergi üretimini mümkün kılan yeni basım teknolojilerinin çıktığı ve bunun sonucunda geniş kitleleri hedefleyen popüler dergilerin patlama yapıp büyük bir kısa öykü pazarının oluştuğu dönemde yazarlık mesleğine adım attığı için, yazarlık kariyerindeki zamanlama konusunda şanslıdır. 1900'lerde yazarlıktan 2.500 dolar kazanır.

Jack London 7 Nisan 1900'de, “Kurdun Oğlu”nun yayınlandığı gün, Bess Maddern ile evlenir. Bu evlilikten iki kızı olur ama bu beraberlik uzun ömürlü olmaz ve 1904’te boşanırlar.

1905'te Charmian Kittredge ile ikinci evliliğini yapar. Biyografi yazarı Russ Kingman, London'un ikinci eşi Charmian'ı "Jack'in ruh eşi, her zaman her konuda onun tarafındadır; mükemmel bir çift!" olarak tanımlar.

1910 yılında Jack London California Glen Ellen'da bir çiftlik satın alır. "Eşimin yanında, çiftlik bana dünyanın en güzel şeyi olarak gözüküyor." Diyen London, çiftliğin başarılı bir ticari girişim olmasını ister.

Jack London Hawai'yi son kez Aralık 1915'te ziyaret eder. Temmuz 1916'da çiftliğine geri dönen London, böbrek yetmezliği şikayetine rağmen çalışmaya devam eder. 22 Kasım 1916’da uyku sırasında vefat eder.

London yazarlık kariyeri boyunca elliye yakın kitap yazdı ve döneminin en çok okunan yazarlarından biri oldu. Yazdıkları, yaşadıkları etrafında şekillenmiş, sosyalizmin de etkisiyle toplumcu bir dünya görüşüne ulaşmıştır. En sevilen eserleri “Deniz Kurdu”, “Bitmeyen Kavga”, “Yaşamak Hırsı”, “Martin Eden”, “Beyaz Diş”, “Ay Vadisi” ve “Güneş Çocuğu”dur.

Jack London'ın külleri, eşi Charmian'ınkilerle birlikte, Glen Ellen, California'daki Jack London Eyalet Tarih Parkı'na gömüldü. Çok sade olan mezarda sadece yosun tutmuş bir kaya parçası dikilidir.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder