26 Şubat 2024 Pazartesi

Mihail Bulgakov

 



Mihail Afansyeviç Bulgakov, 15 Mayıs 1891’de bugün Ukrayna’nın başkenti olan Kiev’ de doğar. Yedi kardeşten en büyük üçüncüsüdür ve çocukluğunu kardeşleri için tiyatro ve komedi metinleri yazarak geçirdiği söylenir. Çocukluğundan gelen bu merakla Avrupa ve Rus Edebiyatı’na yönelen Bulgakov 1901 yılında Kiev’de First Kiev Gymnasium’da eğitim almaya başlar. Burada edebi temellerini oluşturan yazar 1909’da mezun olur ve tıp fakültesine geçer.

Annesi bir öğretmenken babası ilahiyat profesörü ve her iki dedesi de Rus Ortodoks Kilisesi’ nde din adamıydı. Ailesinin aksine dini bilimlerle ilgilenmek yerine babasının vefatından sonra annesinin ikinci eşinin mesleğinden –doktorluk- etkilenen yazar tıp bilimine yönelir. 1913 yılında tıp tahsilini yaparken Tatyana Lappa ile evlenir.

Birinci Dünya Savaşı dönemine denk gelen 1916 yılında mezun olan yazar, askerliğini pratisyen hekim olarak Sovyet Rusya’sının en ücra köşelerinde yaparken bu dönemdeki gözlemlerini ve tecrübe ettiği anılarını “Genç Bir Köy Hekimi” adlı kitabında öyküleştirir.

Orduda görev aldığı süreçte iki kez yaralanan yazar uzun süre morfin tedavisi görmek zorunda kalır. 1918 yılında neredeyse bağımlı hale geldiği morfini kendi iradesiyle terk ederken “Morfin” adlı eserini kaleme alır. Tezkeresini aldıktan sonra Ukrayna militanları, Beyaz Ordu ve Kızıl Ordu’nun savaş halinde olduğu Kiev’e dönen Bulgakov, Beyaz Ordu’da doktor olarak hizmet verdiği sırada ağır tifüs rahatsızlığı sebebiyle doktorluğu bırakıp bir süre gazetecilik yapmaya karar verir.

1919’da Vladikazkav’a taşınıp bir süre Kafkaslar’da bulunan yazar daha sonra ömrünün sonuna kadar yaşayacağı Moskova’ya taşınmıştır.Bu büyük ve büyülü şehre taşınmasından sonraki süreçte Bulgakov’un edebi eserlere kendini adadığını söyleyebiliriz. 1922- 1926 yılları arasında birçok oyun yazmasına rağmen bu oyunlar savaşın vahşetini ve dönemin baskısını yansıttığı için her defasında Stalin tarafından yasaklanıyordu. Bu arada 1924 yılında eşinden boşanıp ertesi yıl Lyubov Belozerskaya ile evlenecektir.

Aynı yıl çıkardığı “Köpek Kalbi” isimli eserinde Sovyet sisteminin ideallerini toplum üzerinde uygulamasına hicivli bir şekilde ele alan yazarın bu eseri de yasaklanmıştır.

1929’da yazarın hayatının zor geçecek 3.5 yıllık derin kriz dönemi başlar. Yayın yasağı bütün yapıtlarını kapsar hale gelir. Bu yıldan sonra, ne kitap yayımlatabilir, ne de bir oyunu sahnelenir. Bir süre yazmaya ara verir. Omuzlarında kesintisiz bir Sovyet baskısı hisseden Bulgakov, 1930 yılında çareyi dönemin lideri Stalin’e mektup yazmakta buldu. Stalin’e yazdığı mektupta yurtdışına çıkış izni istedi fakat bu isteği reddedilen yazara Moskova Sanat Tiyatrosu’nda sahne arkası bir iş teklif edildi.

Teklifi kabul eden yazar burada en büyük eseri olan ve yazımı tam 11 yıl süren “Usta ve Margarita”’yı yazmaya başladı. Diğer eserlerine gelen yasaklara ve bu eserini de muhtemelen yayımlayamayacağını bilmesine rağmen kendini ifade etmekten çekinmeyen yazara hayran olmamak elde değil.

Bulgakov aynı dönemde Usta’daki Margarita olarak kabul edilen Elena Shilovskaia ile 1932’de üçüncü evliliğini yaptı.

1927’den ölümüne kadar tüm eserleri yasaklı olan yazar hayatını idame ettirebilmek için çareyi ideolojik yönden Sovyet rejimi için sakınca içermeyen metinlere yönelmekte bulur. Cervantes ve Gogol gibi yazarların eserlerinden sonra  Moliere’in hayatını “Yobazların Oyunu” adıyla sahnede oynanabilir bir metin haline getirdi. Bir diktatörlük rejiminde yazarların rolünü anlatan bu oyunun Sovyet rejimi tarafından devlet politikasına paralel, uygun hale getirilmesi istense de Bulgakov bu isteği reddetti. Devlete karşı kendi inançlarında direnç göstermesi Bulgakov’u işinden etti. Daha sonra Moskova Operasında libretto yazarı olarak görevlendirildi. Bu arada Moskova Sanat Tiyatrosu’nun perde arkasını acımasızca yeren “Bir Ölünün Notları: Teatral Bir Roman”’ı yayınladı.

Yaşamının son dönemlerinde Stalin’in 60. yaş günü münasebetiyle onun devrimin ilk yıllarındaki yaşamını anlatan bir oyun yazdıysa da yine yakasına yapışan yasaklı damgasından kurtulamamıştı. Bunca olumsuzluğun içinde kör olan yazar artık yazılarını eşi ile birlikte yazıyordu.

10 Mart 1940’ta böbrek yetmezliğinden 49 yaşında yaşama veda eder. Usta ve Margarita ölümünden yıllarca sonra ancak 1966-67 yıllarında, eşinin gayretleriyle Moskova Dergisi’nde yayınlanabilir. Kitaplaşması ise 1973’ü bulur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder