20 Mayıs 2025 Salı

Sodom ve Gomore

 




                                                 Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu

                                                 Yayınevi: İletişim Yayınları

                                                 Editör: Bahriye Çeri

                                                 Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Ocak 2024-43.Baskı

 

Mütareke döneminin İstanbul’u. Batı hayranı Türkler, düşman subaylarıyla aşk serüvenleri yaşamak için çırpınan Türk kızları, çıkarlarını emperyalist İtilaf Devletleri’nin zaferine bağlamış adamlar... Çöküşü ve kokuşmuşluğu anlatan roman, Anadolu’daki dirilişi önce sezdirir, sonra giderek artan bir şekilde duyurur.

Yirminci yüzyılın ilk yarısında büyük bir üretkenlikle dergilere yazdığı şiir, öykü, makale ve eleştri türü yazılarla Türk edebiyatı sahnesine adımını atan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanları, hikayeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla, en önemli edebiyatçılarımız arasında yer alır. Üslup özellikleri bakımından Yakup Kadri’nin 1910’dan 1974’e dek verdiği eserler Türkçe’nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Eserlerinin konu ve fikir zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmaz. Yakup Kadri’nin Fransız edebiyatı etkisinde başlayan yazarlığı, 1920’lerden sonra özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisi irdelemelerine yönelir. Fecr-i Ati’den yetişmiş ama bunu izleyen elli yıl boyunca toplumsal koşullar, tarihi süreçler ve bireysel portreleri romanın dokusuna işlemek için roman tekniğiyle de boğuşmuş bir yazar olan Karaosmanoğlu’nun eserleri, hala tüketilmemiş ayrıntılarının tartışılıp incelenmesi gereken zengin bir “panoroma”dır.

 

Yorumlarımız:

  

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sodom ve Gomore adlı romanında 1919-1922 yılları arası, İstanbul'da yaşayan belli bir zümreyi anlatmış, kitabın basımı 1928'de gerçekleşmiştir.

O tarihlerde Misak-i Milli sınırlarında,ülkede çok cepheli siyasi, askeri mücadele vardı. Batıda Yunanlılar, güneyde Fransızlar, İtalyanlar, doğuda Ermenistan kuvvetleriyle savaşılmakdaydı.İngilizler, İstanbul'u işgal etmiş ve ayrılıkçılarla işbirliği içinde, Türk halkına katliamlar, yağmalar gerçekleştirilmekteydi. Taksim, Nişantaşı, Beyoğlu, Teşvikiye ve Şişli'de yaşayan dejenere zümre, özentilikleri uğruna kendilerini gösterme çabası içinde, çıkarlarını korumaya çalışarak, alafranga olduklarını zannederek o partiden bu partiye,İngiliz zabitlerle koşmaktaydı.

Böyle bir dönemde, romanın  ikiyüzüncü sayfasına kadar sadece bu zümrenin konu edilmesi beni şaşırttı.  Buna rağmen romandaki tasvirleri, anlatım dilini ve akıcılığını beğendim. Sayfa 186'da giyilen balıksırtı işlemeli pullu ropun, sudan yeni çıkmış mitolojik bir balığa, sayfa 189'da sarhoş bir kadının yalpalamalarının uçan bir eşarba benzetilmesi, dikkatimi çeken tasvirlerden bazılarıydı. Benim için, içinde zaman zaman felsefi alıntılar olan, akıcı bir romandı.

Konusuna tekrar döndüğümüzde; İstanbul işgali sırasında İngiliz zabitlerle yakınlaşan, her türlü ilişkinin mübah olduğu,sarhoş, züppe, ihanetçi, kural tanımayan bu topluluk, Lut gölü kenarında, yıllar yıllar öncesi , gökten düşen iki ateş koruyla yok olmuş Sodom ve Gomore şehirlerinin ahlaksız insanlarıyla eşleştirilmiş, roman da ismini buradan almıştır.

Dönem itibariyle ülkenin kurtuluş mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında olmasına yeterince degenilmemesi düşündürücü idi. Fakat benim için, tarih kitaplarında olmayan bazı gerçekleri öğrenmek, Cumhuriyetimizin önemini bir kat daha yüceltti. Okumanız tavsiyesiyle.  ZELİHA



2 Mayıs 2025 Cuma

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

 



Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889'da Kahire'de doğdu. Babası Karaosmanzâdelerden Abdülkadir Bey, annesi İkbal Hanım'dır. Ailesi Yakup Kadri 6 yaşındayken Manisa'ya yerleşti ve İlköğrenimine burada başladı. 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı.

II. Meşrutiyet'ten biraz evvel ailesiyle Türkiye'ye gelip İstanbul'a yerleşti. 1908'de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi.

1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Refik Halid (Karay), Ali Faik (Ozansoy), Celal Sahir (Erozan) ve Müfit Ratip'in kurduğu Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. Fecr-i Âticiler'in 'sanat şahsî ve muhteremdir' görüşünü paylaştığı ve 'sanat için sanat' yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir oyun, makaleler, denemeler, düzyazı şiirler ve öyküler yazdı.

1916'da tüberkülozdan tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Savaştan sonra Tedkik-i Mezâlim Heyetinde görevli olarak Kütahya, Simav, Gediz, Eskişehir, Sakarya civarını dolaştı.

Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu, sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında eserlerinde belli tarihi dönemleri ele aldı. Kiralık Konak (1922) I. Dünya Savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi (1927) II. Meşrutiyet´in, Sodom ve Gomore (1928) Mütareke döneminin, Yaban (1932) Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara (1934) Cumhuriyet´in ilk on yılının, Bir Sürgün (1937) II. Abdülhamid döneminin işlendiği romanlardır.

1923 yılında 19. yüzyıl Osmanlı bürokrasisinden Mehmed Asaf Paşa'nın kızı, Türk siyasetçi-gazeteci Burhan Belge'nin kız kardeşi Ayşe Leman Hanım ile evlendi.

1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934'te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da La Haye, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 1955’te emekli olup yurda döndü.

1955'ten sonra anı kitapları yazmıştır. Zoraki Diplomat (1955), Anamın Kitabı (1957), Vatan Yolunda (1958), Politikada 45 Yıl (1968), Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969)

27 Mayıs 1960 İhtilâlinden sonra kurucu meclis üyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi Manisa milletvekili (1961) olur. 1962'de Atatürk ilkelerinden uzaklaştığını ileri sürerek partisinden ayrılır. 1965'te siyasî hayata tamamen veda eden Karaosmanoğlu'nun son resmî vazifesi Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu başkanlığıdır.

13 Aralık 1974'te Ankara'da ölen Yakup Kadri, İstanbul-Beşiktaş'ta Yahya Efendi Mezarlığına annesi İkbal Hanım'ın yanına defnedildi.