10. yılını kutlayan S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) düzenlediği “Monet’nin
Bahçesi” sergisi 9 Ekimde ziyarete açıldı. 6 Ocak 2013 tarihine kadar açık
kalacak çiçek ve doğa temalı tabloların yer aldığı sergi; “Belki de ressam
olmayı çiçeklere borçluyum.” sözlerinin sahibi Monet’nin olgunluk dönemindeki
sanatsal üretiminin ana temasını oluşturan Giverny Bahçesi’ne yoğunlaşıyor.
Claude Monet’nin oğlu Michel Monet, ressamın Giverny’deki evinde bulunan
tüm tablolarını 1966 yılında, Paris’in 16. bölgesinde müstakil bir ev olan Marmottan
Monet Müzesi’ne bağışlamış. Bu müzeden getirilen 39 eserden oluşan sergide,
izlenimcilik akımına ismini veren Claude Monet’nin Giverny Bahçesi’ndeki evi,
geç dönem bahçe manzaraları, nilüferler ve ünlü Japon köprüsü tablolarının yanı
sıra, yakın arkadaşı ressam Auguste Renoir imzalı Monet ve eşi Camille’in
portreleri, kişisel eşyaları ve fotoğrafları da yer alıyor.
86 yaşına kadar yaşayan ve ömrünün sonuna kadar resim yapmayı sürdüren
Monet’nin son dönemlerinde gözündeki katarakt hastalığına rağmen yaptığı
resimler onun algıladığını tuvale nasıl yansıttığının en güzel örnekleri. Normalde
çok da kullanmadığığkırmızı, kahverengi ve sarı çok ön plana çıkıyor, fazla
çizim yok sadece izler ve lekeler. Monet, ameliyat
olup iyileştikten sonra da renklerin birbirinin içine geçtiği bu tabloların
otantik yönlerini önemseyip elinde tutar. Beğenmediği eserlerini yakmasıyla
ünlü ressam için beklenmedik bu davranış, katarakt dönemi eserlerinin 20’nci
yüzyılın ikinci yarısında tekrar keşfedilmesine ve dönemin avangart
sanatçılarına ilham vermesine vesile olur.
En kısa zamanda bir fırsat yaratıp sergiyi gezin, bu
büyük sanatçıyı bir kez daha görme fırsatını kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder