14 Ekim 2012 Pazar

Özgürlük

 

                                                       Yazar: Jonathan Franzen
                                                       Yayınevi: Sel Yayınları
                                                       Orijinal Adı: Freedom
                                                       Orijinal Dili: İngilizce
                                                       Çeviren: Sevin Okyay
                                                       Kapak Tasarım: Savaş Çekiç
                                                       Basım Yeri/Tarihi: Istanbul, Mayıs 2012 - 1. Baskı 


Bu roman özgür birey olma çabalarını, bir aşkın başlangıcını ve bitişini, gençlikte yaşanan doyumsuz tutkuları, yetişkinliğin getirdiği sürprizleri, neden hiç durmadan arkadaşlarımızla yarıştığımızı, en yakınımızdakilere nasıl ihanet ettiğimizi ve hiçbir şeyin neden "olması gerektiği gibi" olmadığını anlatıyor.
Duygularımızın sözünü dinleyerek kendimize ve çevremizdekilere yaşattığımız acı ve sevinçlerin insan olmanın doğal bir sonucu olduğunu gösteriyor.
Modern dünyanın çelişkili ve bir o kadar da gerçek insanlarını konu alan sürükleyici bir başyapıt...
Franzen yarattığı karakterlerin hayatlarını kendinizinkinden daha gerçekçi kılmayı olağanüstü yazarlık yeteneğiyle başarıyor. (Arka Kapak)


Yorumlarımız:

Anne babamız ve doğuştan sahip olduğumuz ailemizle; yaşamın içinde seçerek, bilerek ya da tesadüflerle edindiğimiz arkadaşlıklar, dostluklarla öne çıkan kişiliğimiz gerçekten de çok farklı olabiliyor...

Aile bireyleri ile olan öngörülmüş,beklenti oluşturulmuş ilişki karakteri çoğu zaman hepimiz için bir "tabu" olmaktan çıkamıyor ve "karakter özgürleşmesi", "özgünleşmesi" ancak başka ilişki ortamlarında gerçekleşebiliyor....yıllar alıyor...kişilikler, hırsların, duyguların yoğurmasıyla müthiş bir ivmeyle dönüşüyor ..taa ki o hızlı çekim gücü etkisinde savrulmaktan kurtulup kendi yörüngesine girene kadar..
Insanı "özgür" olmaktan alıkoyan aslında ne başkaları, ne kurallar, ne yasalar.... Franzen’in ortaya koyduğu, benim de gönülden inandığım bakış açısıyla "özgürlük kısıtları" içimizde, beynimizde, duygu ve duyularımızda... Onların bizi hoyratça ele geçirişinde saklı...
Ve ; bu kısıtlardan kurtulabildiğimiz zaman gerçekten özgürleşebiliyoruz....buna belki de daha hayatin içinden bir tanımlamayla "olgunlaşma" diyoruz kimimiz...Ama her olgunluk özgürlüğü getirmeyebiliyor...
Kişileri, olayları hep madalyonun çok yönüyle sunuyor kitapta Franzen; böylece de hem çok gerçekçi hem de çok "hümanist" bir bakış açısı sunuyor okuyucuya...çok sevdim kitabını, doyurucu, düşündürücü, benim ruhumda kaldı…. UFUK
‘’Bence Özgürlük romanı Bir Amerikan ailesi olan Berglund’ların dramatik hayat hikâyesini anlatıyor. Kimi arkadaşlarım söz konusu ailedeki  bireylerin  veya en azından bazılarının özgürleşmesini bize anlattığını söylüyor. Hikâyeye böyle de bakılabilir, ancak ben böyle göremiyorum. Kurgu daha çok Walter ile Patty’nin hayatı, onların kendi kardeş ve ebeveynleri, daha sonra da kendi çocukları Joey ve Jessica’nın çevresinde dönüyor. Bu arada romanın önemli bir kısmında Walter’ın sevgilisi Lalitha ve Patty’nin sevgilisi Richard ile olan ilişkileri de uzun uzun ya kendi ağızlarından ya da üçüncü şahıs olarak roman yazarının ağzından anlatılıyor. Bu aile ilişkileri anlatılırken o kadar detaya giriliyor ki tasvirlerle birlikte roman çok uzuyor. Bir okuyucu olarak beni özellikle bu uzun tasvir ve aile ilişkileri boğdu, sıktı. Romanın bazı bölümlerine ise güncel olaylar, çevre politikası, Amerika’daki demokrat ve cumhuriyetçi politikalar adeta serpiştirilmiş. Richard’ın hayatı anlatılırken sanatçı dramı, Jessica anlatılırken sporcu dramını kıyısından köşesinden vurgulanmış.
Kısacası kitap kulübünde seçmeseydik bu romanı bitiremeyebilirdim: çünkü konusu pek cazip değildi; uzun, devrik, karmaşık cümleleri ve sayfalar dolusu tasvirleri  beni yordu, üstelik bütünüyle tadsız, tuzsuzdu…. LEYLA


John Franzen'in “Özgürlük” adlı kitabi içinde bulunduğumuz döneme çağdaş bir pencereden bakmamızı sağlıyor. Yaşanan olaylar bire bir bizim toplumumuzla örtüşmese de, olayların benzerliğinden çok yaşanan gelgitler, kuşak çatışmaları, kadın-erkek ilişkileri çok farklılıklar göstermiyor kanısındayım. Aile, ebeveyn, çocuk, arkadaş ilişkilerinin karmaşıklığı, bunun sonucu kişilerin yasadıkları çelişkiler, yaşam tecrübeleri ve duyguların son derece başarılı bir şekilde hikâyelendirildiğini düşünüyorum. Kitap her ne kadar Amerikan toplumundan bir kesit verse de bunun ufak tefek değişikliklerle her yerde aşağı yukarı yaşanabilecek olaylar olduğu görüşündeyim çünkü aslolan insan. Kitapta vurgulanmak istenen kişilerin yaşadıklarıyla veya özgürce yaptıkları eylemlerle değil, kendi iç hesaplaşmalarıyla yüzleşmeleri ve kendi kendilerine karşı dürüst olabildikleri ölçüde özgürleşebilmeleri.  Yani eyleme geçebilmek kişiye özgürlük getirmek için yeterli değil, bunun yanı sıra iç çelişkilerini yenebilmek ve kendi kendilerine karşı yaptıkları muhasebe onları özgürleştirebiliyor.

Kitapta bence üzerinde durulması gereken bir diğer konu ise planlı, programlı yaşamların veya aile/ toplum tarafından geçerli ve doğru bulunan seçimlerin her zaman iyi neticeler vermediğinin anlatılması olarak görüyorum. Bu her iki kuşağı kapsayan aile bireylerinin hayatlarının anlatılması ile verilmiş-  başlanan noktayla varılan yasam biçimleri arasında çok büyük tezatlar var. Öte yandan bastan onaylanmayan bir ilişki ise sonunda mutlu, dingin hayatlar olarak karşımıza çıkmakta.

Kitap insan duygularının ve hayatın ne kadar kompleks olduğunu, cesaretle adım atabilme yetisiyle birlikte tesadüf ve tecrübelerin (ki bunlar olumlu veya olumsuz olabilir) kişi tarafından yaşanmışlık yani olgunlaşma sekilinde değerlendirilmesinin önemini ve bunun kişinin özgürleşmesi açısından ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından başarılı. Okuması kullanılan dil açısından çok kolay olmamakla birlikte tavsiye edeceğim bir kitap.  DEMET

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder