25 Haziran 1903 günü Hindistan’ın Bengal eyaletinde dünyaya
gelir. Zengin bir İngiliz ailenin soyundan gelen babası, İngiliz
İmparatorluğunun bu en büyük kolonisinde görevlidir. Daha bir yaşındayken,
annesi Ida, doğduğunda verilen adıyla Eric Arthur Blair’ı ve ablasını alıp
İngiltere’ye geri döner. Okulda gösterdiği üstün başarı sayesinde Kral’ın
bursuyla ünlü Eton Okulunda okur. Bu sayede “Brave New World – Cesur Yeni
Dünya”nın yazarı Aldous Huxley’in de öğrencisi olur. Maddi imkânsızlıklar
nedeniyle Eric eğitimini tamamlayamadan polis teşkilatında göreve başlar. Yedi
yıl boyunca anneannesinin yaşadığı Burma adasında “düzeni” koruyacaktır. Genç
adam en sonunda İngiltere’ye geri döner. Artık hayalinin peşinde koşacak ve bir
yazar olacaktır. Hayranı olduğu Jack London’ın izinden gider ve 1927 yılını
Londra’nın
en sefil mahallerinde geçirir. Ardından iki yıllığına Paris’e giderek sefaletin
ne demek olduğunu biraz da Fransız usulü yaşar.
Eric Blair ilk
evliliğini Eileen O’Shaughnessy ile yaptı. Bir yuva kurduktan hemen sonra da
İspanya iç savaşına katılıp Cumhuriyetçi Milislerle birlikte faşistlere karşı
mücadele verdi. İflah olmaz bir sigara tiryakisiydi. Önce sağlığını sonra ilk
eşini kaybetti. İkinci kez veremle boğuşurken Sonia Browell ile evlendi. Ne
yazık ki, evliliğinin üzerinden daha bir yıl geçmeden, henüz kırk yedi yaşında
ölüm onu edebiyat dünyasından koparacaktır. “Sade bir dilin en büyük düşmanı
samimiyetsizliktir…” diyen Eric Arthur Blair romanlarını “George Orwell” takma
adıyla yayınladı.
Orwell, Burma macerasının ardından yaşadığı serüvenleri,
çektiği sıkıntıları,
şahit olduğu sefaleti “Down and Out in Paris and London – Paris ve Londra’da Beş
Parasız” (1933) adlı eserinde okurlarıyla paylaşır.
şahit olduğu sefaleti “Down and Out in Paris and London – Paris ve Londra’da Beş
Parasız” (1933) adlı eserinde okurlarıyla paylaşır.
George Orwell’in Burma’da Polis teşkilatında görevli
olduğu dönemde yaşadıklarından esinlenerek yazdığı “Burmese Days – Burma
Günleri” (1934), I. Dünya Savaşı sonrasında çöküşe geçen İngiliz emperyalizmini
çarpıcı bir dille resmeder.
1938 yılında yayınlanan “Homage to Catalonia” (1938) daha
otobiyografik
özellikler taşımaktadır. Yazar bu romanında ise iki yıl süreyle gönüllü olarak
cumhuriyetçilerin safında katıldığı İspanya İç Savaşı’ndaki tecrübelerini,
gözlemlerini anlatır.
özellikler taşımaktadır. Yazar bu romanında ise iki yıl süreyle gönüllü olarak
cumhuriyetçilerin safında katıldığı İspanya İç Savaşı’ndaki tecrübelerini,
gözlemlerini anlatır.
1945 yılında yayınlanan “Animal Farm – Hayvan Çiftliği”
Orwell’in uzun süre üzerinde çalıştığı bir başyapıttır.
Orwell “Nineteen
Eighty Four – 1984” (1949) adlı eserinde insanların gelecekte nasıl sürekli
gözleneceğini, ne söylediklerinin, ne yaptıklarının, nereye gittiklerinin nasıl
adım adım izleneceğini dünyaya ilan etmişti.
Orwell, bu kısa hayatına “A Clergyman’s Daugther –
Papazın Kızı” (1935), “Keep
the Aspidistra Flying – Aspidistra” (1936), “The Road to Wigan Pier – Wigan
İskelesi Yolu” (1937) ve “Coming up for Air” (1939) adlı eserlerini de sığdırmıştır.
the Aspidistra Flying – Aspidistra” (1936), “The Road to Wigan Pier – Wigan
İskelesi Yolu” (1937) ve “Coming up for Air” (1939) adlı eserlerini de sığdırmıştır.
Orwell bir yazar olarak misyonunun yalnızca hikâye
anlatmak değil, toplumsal sorunlara ve geleceğin getireceklerine dikkati çekmek
olarak görmüştür. Bu bakımdan okuruna hep inandığı gerçekleri söylemiştir çünkü
onun için “Bir evrensel aldatı çağında, gerçeği söylemek devrimsel bir
eylemdir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder