8 Nisan 2020 Çarşamba

Kış Ortasında





                                               Yazar: Isabel Allende
                                                Orijinal Adı: Mas alla del invierno
                                               Orijinal Dili: İspanyolca
                                               Yayınevi: Can Sanat Yayınları
                                               Çeviren: İnci Kut
                                               Basım Yeri / Tarihi: İstanbul, Ocak 2020, 1. Baskı



Ölüm aşılması gereken bir eşiktir.
Tıpkı doğum gibi...
Gizleyecek ya da rol yapacak hiçbir şeyi olmadan kabul edilmeyi istiyordu; karşısındakini ruhunun derinliklerine kadar tanımak ve onu aynı şekilde kabul etmek istiyordu. Pazar sabahını yatakta birlikte gazeteleri okuyarak geçireceği, sinemada elini tutacağı, aptalca şeylere birlikte güleceği ve farklı fikirler üzerine tartışabileceği birini istiyordu. Kaçamak maceralara duyduğu hevesi geride bırakmıştı.
New York’ta şiddetli bir kar fırtınasının ortasında, görünüşte önemsiz bir araba kazası sonucunda yaşamları değişen üç insan; Guatemala, Şili ve Brezilya’da trajedilerle yoğrulmuş geçmişler, göç etmek, hayatta kalmak ve kendini yuvada hissetmek…
Isabel Allende bu romanında, kış ortasında içlerindeki yenilmez yazı keşfedenlerin beklenmedik ve dokunaklı aşkını anlatıyor.

Yorumlarımız:
Isabel Allende’nin Kış Ortasında romanının sonu Albert Camus’nun bir cümlesiyle bitiyor. “Kışın ortasında sonunda anladım ki içimde yenilmez bir yaz varmış.” Bu cümle romanda anlatılmak istenenin kısa bir özeti gibi.
Orta yaşın sonlarında iki insan Richard(60) ve Lucia(62)  geçmişlerinde derin acılar yaşasalarda, geçen yıllar vücutlarında fiziksel değişimlerin sebebi olsa da, kalplerinin hala aynı heyecanla attığını anlatan naif bir aşk romanı .
Bu aşkı anlatırken Allende Latin Amerika kıtasında ve Guatemala’da yaşanan trajedileri; darbe, göç,kanlı çatışmalar, çete savaşlarını siyasal bir yaklaşım ve gerçekçi bir dille anlatıyor.
Kış Ortasında bir trafik kazası sonucunda bir araya gelmiş üç kişinin hayatlarını ve gelişen olaylar zincirini akıcı anlatım, yalın ve mizahi dil, başarılı bir  kurgu ile anlatıyor.
Şilili Lucia, Guatemalalı Evelyn, Amerikalı Richard romanın başkahramanları; herbirinin göç ve göçmenlik ile ilgili yaşanmışlıkları ortak özelikleri.Bu özellik birbirlerini anlamalarına, birbirlerine yardımcı olmalarına sebep olur ve birlikte bir maceraya doğru yola çıkarlar.
Evelyn Guatemalalı genç bir kızdır.Onun yaşadığı yerde çocukların pek azı okulu bitirir. Diğerleri ya uyuşturucuya bulaşır yada çetelere katılırlar. Abisinin üyesi olduğu çeteye ihanet etmesi sonucu öldürülmesi sonrası ; Evelyn tecavüze uğrar, diğer abisi öldürülür.
Evelyn hayatta kalmak için köyünü terketmek zorunda kalır.Önce Meksika’ya ardından Amerika’ya zorlu bir yolculuğa çıkar. Evelyn zayıf,çelimsiz olmasına rağmen zor şartlara dayanarak , içindeki umutla yaşama tutunur.
Burada halkın acılarını, Amerika’ya kaçak olarak göç etmek zorunda kalanların dramını, göçmenlerin sınırı aşma çabalarını ve Meksika’dan ABD’ye uzanan insan ticaretini  Allende ustalıkla anlatır.
Şili’li Lucia, Allende’nin kendi yaşanmışlıklarından zenginleştirdiği bir karakterdir. Lucia’nin abisi Enrique Salvator Allende’yi destekleyen sol görüşlü bir millitan olmakla, Lucia’da sempatizan olmakla suçlanır. Enrique ortadan kaybolurken, Lucia Venezuela’ya sığınmacı olurak iltica eder. Sonrasında Kanada’da yaşasa da tekrar ülkesi Şili’ye döner. Uzun yıllar sürecek evliliğini yapar, ta ki kanser olduğu için kocası terkedene kadar. Kongrelerden tanıştığı NY üniversitesinden Prof.Richard’ın Lucia’yi üniversitede geçici okutman olması için davet etmesiyle NY gider. Richard’ın alt komşusu ve kiracısı olur.
Lucia’nin kendiyle barışık , hayatı seven, kendi kusurlarıyla dalga geçebilen, aynı zamanda karşılaştığı zorluklarla başa çıkmayı beceren güçlü bir karakter olması, Allende’nin  kişisel özellikleriyle ve kadın gücünü savunan bir feminist olmasıyla örtüşür.
Richard’ın babası Alman Yahudisi olduğun için Nazi döneminde Filistin’e göç ederler, Richard’da eğitim için Fransa’ya gider. Sonrasında Portekiz’e yerleşen Richard akademik bir iş için Brezilya’ya gider. Orada hayatının aşkı Anita ile evlenir. İki çocuğunun ölümü Anita’yı depresyona sokar ve evlilikleri dayanılmaz bir hal aldığında NY üniversitesinden aldığı teklif ile NY’da yaşamaya başlarlar. Depresyondan çıkamayan Anıta intihar eder.
Richard yirmi beş yıllık pişmanlıklarla dolu yaşantısını sürdürürken karşısına çıkan Lucia ona unuttuğu heyecanları hatırlatır.
Romanda işlenen bir cinayet, kurtulmaya çalışılan bir ceset ve katil ile yaşanan polisiye olaylar ikinci planda kalıyor. Çizilen güçlü karakter tahlilleri, karakterlerin yaşadıkları olaylar, mekanların tasvirlerinin gücü cinayeti kimin nasıl niçin işlediğini önemsizleştiriyor.
Allende’nin anlatım tarzı ve olaylara mizahi yaklaşımı yaşanan tüm trajedilere rağmen romanı okurken okuyucunun sıkılmadan, keyifle okunmasını sağlıyor. IŞIL

Isabel Allende Kış Ortasında kitabında (sayfa 317 ve 318) şuna benzer betimlemeler yapmış:
‘Geçmiş’ birbirine dolanmış olayların oluşturduğu bir hikayedir: her an değişen, karmakarışık, kusurlarla dolu . ‘Bugün’ ise hayallerle, rüyalarla anılarla, utançlarla, yalnızlıkla, acıyla dopdoludur. Hayat bunların hepsidir  ta ki karşınıza  sevdiğiniz biri çıkıp  size  kış ortasında yaz sevinci yaşatana kadar….Ve demiş ki evreni dengede tutan yer çekiminin gücü değil, sevginin iyileştirici gücüdür.
Kış Ortasında,  korona günleri nedeniyle evde kaldığımız şu günlerde okunacak öyle güzel bir roman ki. Çünkü bu kışın ortasında bizi yaza, düzlüğe çekip çıkarıyor. Hem de hiç abartıya kaçmadan, doğallıkla, sessizce…Bence bu roman ne tamamen bir göçmen hikayesi, ne olgun bir aşk hikayesi ne de bir cinayet romanı. Guatemalalı Evelyn’in, Şilili Lucia’nın ve Brezilyalı Richard’ın dolambaçlı, çoğunlukla sıkıntılı, acılı, kederli ve sonuçta Amerika’da kesişen , bir hayat hikayeler bütünü. Roman, okurken su gibi akıp gidiyor. Kitaptaki çetin, acınaklı Güney Amerika göç hikayeleri halen ülkemizde de varolan göç hikayelerini anımsatıyor. Kadınların mücadelesi , hasta çocuğun çilesi , politik katliamlar  insanlık ayıbı olarak burada da karşımıza çıkıyor. Bence yazar hayatın her parçasını ilmik ilmik örmeyi kalemiyle çok güzel başarmış..
Ancak benim en çok sevdiğim romanın son bölümü oldu. Bize dünyanın kaç bucak olduğunu, hayatın dikenlerini sayfalarca hem de  duygularımızı   acite etmeden, doğallıkla  anlatan Allende, sonunda hep bir umut olduğunu güzel bir aşkla bağlamış. Kısacası  her kışın bir yazı vardır yeter ki isteyelim, umudumuzu yitirmeyelim demiş….  LEYLA


Isabel Allende, kendisi de bir göçmen olmak zorunda kalmış bir Şili’li olarak, Latin Amerika politikasını ve sonucunda yaşanan traumaları  üç değişik hayat üzerinden vermekte  Kış Ortasında adlı kitabında. Ana karakterler Şili’li Lucia, Brezilya’da yaşayan Robert ve Guetamala’lı Evelyn. Her üç karakter üzerinden o ülkenin yaşam koşulları, gelenek ve görenekleri, ekonomik yapısı ve zamanının politikalarıyla ilgili fikir edinmek mümkün. Üç karakterde farklı nedenlerle göç etmek zorunda kalıp, Abd’de bir yaşam kurma mücadelesi içindeyken yolları kesişip, birlikte sıradışı bir olayın içinde buluyorlar kendilerini ve bu en umulmadık zamanda bir aşk filizleniyor. Bu macera sırasında kişiler kendilerini birbirlerine dürüstçe, sansürsüz açmaları sonucu bu duygusallık yaşanabiliyor ve ayrıca üç karakter arasında da güçlü bir bağ oluşuyor. Kitap sürükleyici ve bence o dönem ve Latin Amerika ile ilgili bilgi vermesi açısından da okunmasını tavsiye edeceğim bir kitap- özetle hem hoş vakit geçirmek, hem de Güney Amerika ve göç olgusuyla ilgili bir fikir edinmek için ideal. DEMET

Lucia, Richard, Evelyn.... Üç Latin Amerikalı.....
Üçünün yolu yoğun bir kar fırtınasının yaşandığı gün New York’ta kesişir... Üçününde geçmişlerinde sevdikleri birinin acı ölümü var.... Bu ölümler hayatlarını değiştirince ülkelerinden göç etmek zorunda kalmışlar....
Yazar başarılı anlatımıyla hepsinin geçmişini ve bugününü, aile bağlarını, geleneklerini yoğun bir olaylar zinciri ile veriyor. Her karakterin geçmişinde de onlara destek olan yan karakterler; Evelyn’in anneannesi, Lucia’nın erkek kardeşi, Richard’ın okul arkadaşı; o kadar güzel anlatılıyor ki onların geçmişini öğrenirken, ülkelerini de tanıyoruz.
Yaşanan acılara rağmen içiniz burkulmadan okuyacağınız, umut dolu keyifli bir roman..
Koronadan dolayı karantinada olduğumuz bu günlerde içimi ısıtan bir kitap oldu. NURİZER



Kış ortasında...Oldukça sürükleyici bir roman. Elinize aldığınızda hep meraktasınız, bırakmak istemiyorsunuz. Latin Amerikalı kahramanlar sayesinde o bölgenin yakın tarihini, insanların yaşam tarzını, sosyolojisini buluyor, etkileniyorsunuz. Sizin de beğeneceğinizi umuyorum.
Gelişmiş ülkelere göre demokrasileri oturmamış, acıları fazla  insanların hikayeleri. Çeteler, uyuşturucu, kadın  tacirleri, cinayetler, tacizler herşey var bu romanda. Ama daha önemlisi  mutsuzlukta ışığı, kış ortasında yazı yakalayıp,  yaşayabiliyorsunuz. Yazarın son sözlerinde derlediği gibi.
Konu; karlı bir gecede yaşanan  trafik kazası, kazayı yaşayanların geçmişte ve kaza sonrasında ki hayat hikayeleri. 
Roman gerek kurgusuyla, gerek anlatım dili, tasvirleri, karakterleri ile güzel, iyi ki okudum dedirtiyor. Baş kahramanları;  hepsinin ayrı   acılarla dolu geçmişi  olmasına rağmen bizi daraltmıyor, aksine umutlara yolculuk yaptırıyor. Bu noktada yazarı taktir etmemek mümkün değil. Tabiki çevirmenini de. Seveceğinizi umuyorum. 
Bu birbirinden ilginç, bazen içinizi burkan , bazen kalbinizde kıvılcımlar  çaktıran romanı artık okuyacağınızı  düşünüyorum. ZELIHA


Şili’li yazar İsabel Allende’nin “Kış Ortasında” romanı üç ana karakterin - Lucia, Richard ve Evelyn- zorluklar içinde geçen geçmişleri ile günümüz arasında, New York'da bir kış ortasında şiddetli kar fırtınasında yaşanan  bir araba kazası sonrasında, kesişen yaşamlarının anlatıldığı, son derece keyifle okunan bir eser.
Guatemala, Şili ve Brezilya’nın zorlu yaşam koşulları, siyasi darbeler, çeteler, uyuşturucu  ve kadın ticareti gibi dram dolu kaosun içinden herbirinin  ayrı bir mücadele ile geldikleri Amerika’da Lucia, Evelyn ve  Richard yaşama tutunmaya çalışırken geride bıraktıkları aileleri, göçmen sorunları bu insanları birleştirici güç oluyor.
İyimser, mücadeleci ve baskın Latin ruhunun gayreti ile yazar karakterlerinin içindeki umudu hep diri tutuyor ve kitabını Albert Camus’un “Kış ortasında sonunda anladım ki içimde yenilmez bir yaz varmış” cümlesi ile bitirerek bunu özetliyor .
Konusunun dinamikliği, akıcı anlatımı ile “Kış Ortasında “ romanı yaşadığımız bu zorlu korona günlerinde elinizden düşürmeyerek okuyacağınız, herkese tavsiye edeceğim bir eser. BEYZA



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder