Yazar:
Abdulrazak Gurnah
Özgün Adı: By The Sea
Orijinal
Dili: İngilizce
Yayınevi: İletişim Yayınları
Çeviren:
Müge Günay
Basım
Yeri / Tarihi: İstanbul, 2021, 2.Baskı
Deniz Kenarında göç deneyiminin yol
açtığı kimlik karmaşası, aidiyet sorunu ve kültürel etkileşim üzerine
sarsıcı bir roman. Ülkesinden sahte bir pasaportla kaçıp İngiltere’ye
sığınma talebinde bulunan Salih Ömer’in eski hayatıyla yeni hayatı arasındaki
eşikte bir pasaport memuru durmaktadır. Bir mülteci olarak ayak bastığı yeni
ülkede İngilizce bildiğini saklayarak görünmez olmayı seçen ve bir tür
pasif direniş sergileyen Salih Ömer zamanla hikâyesini çevresindeki
insanlara anlatmayı öğrenir. İngiltere’de tanıştığı Latif’le ilişkisi ise
onu kendi geçmişiyle yüzleşmeye götürür. Aşk, ihanet, mültecilik ve
yabancılık deneyimlerinin sömürgecilik çağındaki anlamlarına dair sarsıcı
bir anlatı sunan Deniz Kenarında, Abdulrazak Gurnah’ın unutulmaz yapıtlarından
biri.
Yorumlarımız:
Bu ay okuduğumuz “Deniz Kenarında”, 2001
yılında yayınlanan bir Abdulrazak Gurnah romanı.
Gurnah bir Doğu Afrika anlatıcısı; o coğrafyadan uzaklaşıp İngiltere’de yaşamını sürdürse de ruhen orada bulunanların hikayelerini yazıyor. Yaşamı ile romanları bu noktada kesişiyor. Gurnah’ın diğer yazmış olduğu dokuz romanında olduğu gibi bu romanında da ana karakter Zanzibar’dan İngiltere’ye iltica eden bir sığınmacı.
Romanın iki anlatıcısı var. Salih Ömer ve
Latif Mahmut. Her ikisininde yaşantısı, aile ve aile ilişkisi ayrı ayrı hikâye
edilir. Romanını bir yerlerinde iki anlatıcının yolu kesişir. Her ikisi de
farklı zamanlarda Zanzibar’dan İngiltere’ye sığınmacı olarak gelip,
yerleşirler. Geçmişte Zanzibar’da aralarında olan miras davası, İngiltere’de
yollarının ikinci kez kesişmesi ile aralarındaki hesaplaşma yeniden başlar.
Flashback’ler ile geçmişte yaşananlara gidip gelinir. Her ikisi de olayları
farklı hatırladıkları ve yaşadıklarını görürler. Anlatıcıların arasındaki
husumet, romanın sonunda yabancı oldukları ülkede dostluğa dönüşür.
Anlatıcılar hikayelerini anlatırken; arka
planda sömürge ve sömürge sonrası yaşamı, mülteci olma ve yabancı ülkede
hissettiği yabancılık ve kendi ülkesine de artık yabancılaşması anlatılır.
Romanın dili sade ve akıcı bir anlatımı
var. Başarılı bir kurgu ile olay örgüsü romanın sonunda açıklığa kavuşuyor. Bu
da romanın merak ve sürükleyici özelliklerini artırıyor. Doğu Afrika romanı
olmasına rağmen Müslüman ve Arap toplumunun hikayesini anlattığından dolayı
okurken çok da yabancılık çekmediğimi söyleyebilirim.
Karakterlerin isimlerinin Türkçe olması, İslam
dini öğelerini sıklıkla kullanması gibi.
2021 de Nobel Edebiyat Ödülünü almış, yeni
bir yazar tanımış olmak bu ayın ödülü oldu. IŞIL