Yazar: Joseph Heller
Özgün
Adı: Catch-22
Orijinal
Dili: İngilizce
Yayınevi:
Ithaki Yayınları
Çeviren:
Niran Elçi
Basım
Yeri / Tarihi: İstanbul, Aralık 2020
II. Dünya Savaşı’nda bombardıman uçağı
pilotu olarak görev yapıp askeri bürokrasinin nasıl işlediğini gören Joseph
Heller tecrübelerinden ilhamla yazdığı bir kitapla Amerikan edebiyatını
dönüştürdü. Edebiyatta mizahi geleneğin ve savaş karşıtlığının en önemli
ürünlerinden olan Madde 22 ise yazarını gölgede bırakacak kadar popülerleşip
başlı başına Amerikan kültürünün bir parçası haline geldi.
İtalya’da Amerikan ordusu adına
bombardıman uçağı pilotu olarak görev yapan ve hiç karşılaşmadığı binlerce kişi
tarafından öldürülmek istendiği için kızgın olan Yossarian’ın asıl derdi,
askerlik görevini bitirmek için gereken uçuş sayısını her geçen gün artıran
ordusuyladır. Yossarian, görevlerden feragat etmek için herhangi bir girişimde
bulunursa, fazlasıyla komik bir kural olan Madde 22’ye takılacaktır: Eğer biri
tehlikeli savaş uçuşlarını yapmaya gönüllüyse aklını kaybettiği düşünülür ama
görevlere katılmak istemediğini belirten resmi bir başvuruda bulunursa
delirmediği ortaya çıkar ve böylece görevine devam etmek zorunda kalır.
Yayınlandığı günden beri Amerikan
edebiyatının köşe taşlarından biri olarak görülen Madde 22, tarihin en çok ilgi
gören, en sıradışı kitaplarından biri. Edebiyatta kara mizahın doruk noktası. (Arka
Kapak)
Yorumlarımız:
Madde 22, II. Dünya savaşı sırasında güney
İtalya’da olduğu varsayılan hayali bir adaya konuşlanmış olan Amerikan hava
bombardıman filosunda yaşananları anlatır.
Evlerine dönmek isteyen havacıların
önlerindeki engel üstleri tarafından sürekli artırılan tamamlamaları gereken
zorunlu uçuş sayılarıdır. Ve buna bir türlü ulaşamazlar.
Madde 22 bu durumdan çıkış gibi dursa da
değildir çünkü görevden alınmaları için deli olduklarını beyan etmeleri
gerekmektedir ama hiçbir deli bunu beyan edemeyeceğine göre durum tam bir
çıkmazdır.
Bu durumda olan Yüzbaşı Yossarian ve
çevresinde geçen roman onların deneyimlerini ve ruh sağlıklarını koruma
çabalarını konu alır; “akıl-akıldışı”, “mantıklı-saçma” ekseninde şekillenir.
Yazar romanı kurgularken karamizaha,
absürd kurguya bolca yer vermiş. Savaşı kahramanlık üzerinden anlatmak yerine
içinde yaşayanların psikolojisi üzerinden sosyolojik ve ekonomik boyutları da
katarak anlatmayı seçmiş. YÜKSEL
Savaş, Ordu, Askerlik, Hiyerarşi, Emir –
Komuta zinciri, “Ölmek İstemiyorum”, “Eve Dönmek İstiyorum”….
Pandeminin gölgesinde yine de umutlarımızı
karartmadan, yeni yıl heyecanını yaşamaya çalıştığımız bir dönemde bu kitabı
okumak yanlış bir karardı.
Fazla uzun, okuması zor, okurken sizi
bunaltan, okurken niye anlamıyorum ben bu yazılanları diyeceğiniz bir kitap.
Belli bir olay örgüsü yok. Çok fazla karakter anlatılıyor ama hiçbirinde detaya
gidilmiyor. Günümüzde de bu tip insanları çevremizde görebiliriz. İlla savaş
zamanında veya illa orduda aramak gerekmez bu insanları.
Dünya Edebiyatının en önemli eserlerinden
biri ve Edebiyatta kara mizahın doruk noktası olmasına rağmen ben kitabı
sevmedim. NURİZER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder