Yazar: Umberto Eco
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Adı: Numero Zero
Orijinal Dili: İtalyanca
Çeviren: Eren Yücesan Cendey
Kapak Tasarım: Geray Gençer
Basım Yeri/Tarihi: Istanbul, Ekim
2015 - 1. Baskı
Tam bir "kaybeden" olan Colonna (50), gazeteci Simei'den iyi bir iş teklifi alıyor: "Yazı işleri sorumlusu ya da benzeri bir şey" sıfatıyla bir yıl boyunca bir günlük gazete için hazırlanan 12 "sıfır sayı"yı yönetecek ve "asla çıkmayacak olan bir günlük gazetenin hazırlanışıyla geçen bir yılın öyküsü"nü anlatan bir kitap yazacak.
Patron Vimercate, bu gazete sayesinde "finans ve politika dünyasının güzel salonunu rahatsız edebileceğini kanıtladıktan sonra, olasılıkla bu güzel salon ona bu düşünceden vazgeçmesini rica edecek, o da Yarın tasarısını bir kenara kaldırıp güzel salona giriş yapma iznini koparmış olacak."
Teklif sahibi Simei'nin de kendi planı var: "her şey suya düşerse kitabı yayımlarım. Bomba gibi patlayacak ve yayın hakkı adına bana belli bir gelir sağlayacaktır. Ya da, olur ya, birileri yayımlamamı istemez ve bana bir total verir. Net."
Olaylar böyle başlıyor ve Eco gözde konuları aracılığıyla İtalya'nın 50 yıllık tarihini yeniden yazıyor: Gladio, bir Papa'ya suikast, başka bir Papa'nın öldürülmesi, hükümet darbeleri, gizli servislerle terör örgütlerinin karmaşık ilişkileri… Ve bir soru: Acaba Mussolini sağ mı?(Arka Kapaktan)
Yorumlarımız:
Kitap Umberto Eco’nun son kitabı ve esas olarak Mussolini
döneminden (İkinci Dünya Savaşı) bu yana Italyan politikası/ politikacıları,
basın ve Vatikanın girift ilşkilerini anlatmakta. Bunu yaparken ister istemez
global dünyaya ve ipleri elinde tutan güçlere de deyinmek ve resmi tamamlamak
zorunda doğal olarak. Kitabın başı çoğunlukla İtalya odaklı olduğundan İtalyan
politik tarihini, önemli politikacı ve gazetecileri bu kitabı daha iyi anlamak
için gerekli olduğunu düşündüm zira çok isim geçmekte ve dışardan bir
okuyucunun bu dönemleri irdelemesi zor. Kitap son 70-80 sayfada bana daha
enteresan geldi çünkü aşina olduğumuz oluşumları (örneğin Gladio) ve bunların
meydana nasıl çıktığını anlattı ki benim için enteresan olan bu bölümdü. Yazar
sonunda dünya çarklarının nasıl döndüğünü gözler önüne sererken kahramanlarının
pesimist duygulardan hareket etmesine izin vermiyor ve sonuçta dünyanın diğer
tarafını, yani güzelliklerini yaşamaya karar veriyorlar. Umutsuzluğa
kapıldığımızda ve olaylar bizi karamsarlığa sürüklediğinde hepimizin yaptığı
şey de bu sanırım. DEMET
Bu ay Umberto Eco'nun Sıfır Sayı romanını okumaya karar
verdik. Hem son aylarda ağırlıklı klasik okumuştuk, hem de konusu 'kötü
gazetecilik' diye özetleyebileceğimiz bu roman günümüze, Türkiye gerçeklerine
çok uyuyordu ve merak ettik. En azından ben öyle hissettim. Gerçekten de Sıfır
Sayı konu itibari ile ilginç. Hayata tutunamayan çeşitli mesleklerden bir gurup
insan çıkmayacağını bildikleri bir gazeteyi hazırlıyorlar. Bu sözde gazetenin
sahibi ise böylece politika ve finans çevrelerine girip zenginliğine zenginlik
katma peşinde. Tüm bunlar olurken romanın baş kahramanı Colonna'nın 'kayıp'
hayatını ve aşk hayatını öğreniyoruz, ama daha önemlisi İtalya'nın son 50
yıllık tarihinin adeta üstünden geçiyoruz. Gençliğimizde duyduğumuz haberleri
romanda okuyoruz: mafya ilişkileri, papanın öldürülmesi, Mussolini'nin
ölümündeki sır perdesi vs..Meraklısı için hele de gazeteciler için okunası bir
roman. Ama bence tercümesi sıkıntılı adeta çala kalem. Umberto'nun da en iyi
eseri olmadığı kesin..LEYLA