Yazar: Ece
Temelkuran
Tesadüfen bir araya gelen dört müslüman kadının Kuzey Afrika coğrafyası içinde kendi geçmişleriyle hesaplaşmasını esas alan bir yol romanı ‘Düğümlere Üfleyen Kadınlar’. Sırlarını ve kimliklerini saklamaya çalışan bu dört kadın yol boyunca karşılaştıkları ilginç olayların etkisiyle tam bir kadın dayanışması sergileyerek birbirlerinin yaralarına merhem oluyorlar. Mensubu oldukları ülkelerin siyasi ve sosyal yaşamlarından kaynaklanan problemlet kadınları ortak dilden konuşmaya,içlerindeki kuvveti keşfetmeye ve mücadeleye sevkediyor. Umutlar yeşeriyor,mutluluğa dönüşüyor. Roman sürükleyici bir dilde yazılmış.Betimlemeler çok başarılı,adeta bir filim karesi gibi insanın gözünün önünde canlanabiliyor. Büyülü gerçeklikten esintiler hissediliyor. Ece Temelkuran’ın bir çok yabancı dile çevrilmiş bu romanını kitap kulübüm vesilesi ile okuduğuma memnunum. BEYZA
Yayınevi: Can Yayınları
Editör: Sırma
Köksal
Kapak Tasarım: Utku Lomlu
Basım Yeri/Tarihi: Istanbul, Ekim 2016
"Bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir
kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların
nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap
lazım."
Düğümlere Üfleyen Kadınlar, dünya değişirken büyülü bir yolculuğa çıkan dört muhteşem kadının, düşmenin ve yeniden ayağa kalkmanın hikâyesi…
Ece Temelkuran, Ortadoğu'yu baştan başa kat eden bu yol romanında hayata ve kadınlara taze bir nefes üflüyor. (Arka Kapaktan)
Düğümlere Üfleyen Kadınlar, dünya değişirken büyülü bir yolculuğa çıkan dört muhteşem kadının, düşmenin ve yeniden ayağa kalkmanın hikâyesi…
Ece Temelkuran, Ortadoğu'yu baştan başa kat eden bu yol romanında hayata ve kadınlara taze bir nefes üflüyor. (Arka Kapaktan)
Yorumlarımız:
Düğümlere Üfleyen Kadınlar’da Ece Temelkuran dört Ortadoğulu
kadının sıradışı yolculuklarını anlataken farklı kadın duygu ve düşüncelerini,
sırlarını irdeliyor. Tutucu yani erkek egemen toplumlarda yaşayan bu kadınların
örselenmişliklerine, korkularına ve bunların üstesinden gelmek için verdikleri
mücadelelerini, yenilgilerini, vaz geçişlerini, sonra tekrar birbirlerinden güç
alarak ayağa kalkıp hayata devam edişlerini anlatmakta bu kitap. Bunu yaparken
yazar enteresan bir yazı tarzı kullanmakta- şöyle ki ilk önce yaşanan olayı ele
almakta sonra o olayın veya konuşmanın gerçekleştiği güne/ zamana geri dönüp,
olayın nasıl geliştiğini anlatmakta,
kitabın sonunda belirttiği gibi dairesel bir anlatım tarzı benimsemiş. Ece
Temlkuran’ın kadın – erkek ilişkilerini ele alış tarzı, kadının herş şeyden
önce kendisini sevmesi gerektiğini vurgulaması
(bunu herkesin kendi tanrısını seçmesi yoluyla yapması), diğer yandan
ise kadınların dayanışmasının önemi kitap boyunca işlenmekte- şöyleki kitaptaki
dört kadında bu dayanışma sonucu yaralarını sarıp dingin/ mutlu bir duruşa/
yaşama kavuşuyorlar. Kitabı enteresan ve sürükleyici buldum ve okunmasını
öneririm. DEMET
İlk defa bir Ece Temelkuran kitabı okudum: Düğümlere Üfleyen
Kadınlar. Yazar, Mısırlı Madam Lilla, Mısırlı Maryam, Tunuslu Amira ve Türk
Ece’nin Tunus, Libya, Mısır ve Lübnan’a hep birlikte yaptıkları ilginç
yolculuğu, hem de geri planda bu ülkelerdeki devrim hareketlerini, politik
gelişmeleri anlatıyor. Bizim gibi Türk okuyucular için anlatılan kadın
hikayeleri, kadına gösterilen hoş görüsüzlükler hatta zorbalıklar , ya da
ülkelerdeki politik istikrarsızlıklar yabancı değil. Genel olarak romanı
okurken yaratılan merak duygusu, acaba neyin peşindeler , neden ve nasıl gibi
sorular okumayı zevkli hale getiriyor. Okumakta sıkıcı bulduğum bölümler itiraf
etmeliyim ki Dido’nun yazıtları ve Muhammed’in mektupları idi. Eminim bu
yazılarda hayata dair çok şey var ama ben kavrayamadım. Romanda benim en son
sevdiğim, ders alınabilecek, hatta bazen sığınabilinecek cümleler şunlar oldu (
sayfa:395 ve 396):
‘….Yaşamayı istediğin bir ömürde hep yeterince vakit vardır.
Yanlış hikaye yoktur. Siz, kaderiniz ne zahmetli olursa olsun hariçte kalmamaya
bakın. Ömür o vakit kısalır işte…..
Sadece korktuğun zaman kaderinin dışına atılırsın. Yürümeye
devam edeceğiz hanımlar! Ne olursa olsun! ….’
Son olarak romanda üstü kapalı ‘yerleşik hayat’a karşılık
‘göçebelik’ hayat karşılaşmasını sevdim. Herkesin bir hayat hikayesi, bir yaşam
tercihi var. Kendimi düşündüm ve gerçek bir göçebe olduğuma karar verdim. Bu
zamana kadar 9 ayrı şehirde 18 ayrı evde yaşamışım .Ne mutlu bana: bir
dolu anı biriktirmişim. Zaten yaşam dediğin nedir ki: tek bir nefes..
Gönlünüzce nefes üflemeye devam sevgili kadınlar…LEYLA Tesadüfen bir araya gelen dört müslüman kadının Kuzey Afrika coğrafyası içinde kendi geçmişleriyle hesaplaşmasını esas alan bir yol romanı ‘Düğümlere Üfleyen Kadınlar’. Sırlarını ve kimliklerini saklamaya çalışan bu dört kadın yol boyunca karşılaştıkları ilginç olayların etkisiyle tam bir kadın dayanışması sergileyerek birbirlerinin yaralarına merhem oluyorlar. Mensubu oldukları ülkelerin siyasi ve sosyal yaşamlarından kaynaklanan problemlet kadınları ortak dilden konuşmaya,içlerindeki kuvveti keşfetmeye ve mücadeleye sevkediyor. Umutlar yeşeriyor,mutluluğa dönüşüyor. Roman sürükleyici bir dilde yazılmış.Betimlemeler çok başarılı,adeta bir filim karesi gibi insanın gözünün önünde canlanabiliyor. Büyülü gerçeklikten esintiler hissediliyor. Ece Temelkuran’ın bir çok yabancı dile çevrilmiş bu romanını kitap kulübüm vesilesi ile okuduğuma memnunum. BEYZA